Yetişir, kafi.
Yeter, yetişir, artık istemez.
Yeten, yetişen, elveren, yeterli, kifayet eden.
Yetişir, elverir, kifayet eder.
Tap sözcüğünün yörelerimize göre başka anlamları:
Doğru, hatasız.
Tamamen, büsbütün, hep.
Eşit, müsavi.
Hemen, derhal.
Tamamen, büsbütün, hep.
Eşit, müsavi.
Hemen, derhal.
Okul sırası.
Tepe ya da dağ üstündeki düzlükler.
Eski evlerde tavana yakın açılan küçük pencere.
Ev tavanlarında direkler üzerine konan tahtalar, silme tahtası.
Eski evlerde tavana yakın açılan küçük pencere.
Ev tavanlarında direkler üzerine konan tahtalar, silme tahtası.
Tandıra düşüp kül üstünde pişen ekmek.
Uygun, oranlı.
Leke, ben.
Güç, kuvvet.
Arka, art.
Doğru.
Dikkat.
Arka, geri.
Uygun, oranlı.
Leke, ben.
Güç, kuvvet.
Arka, art.
Doğru.
Dikkat.
Arka, geri.