İngilizce: Apposition,
Fransızca: Apposition,
Almanca: Apposition.
Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı.
Felsefede herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik.
Titr.
Unvan.
Unvan.
Kimlik.
Ün, şan, şöhret.
Ün, şan, şöhret.
Saygı veya belirtme sözü, unvan.
Özel addan önce veya sonra kullanılan sıfat görevli ad.
Osmanlılar çağında ileri gelen kişilerin, adlarından önce kullanılan unvan sıfatları.
Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, unvan, titr.
Diğer anlamları:
Benzer, andırır.
Yoklama,
Sağlam ve muhkem yer.
Nişan, alamet.
Sanki, güya.
Emel.
Zan, tahmin, tasavvur.
Tahılların başak tutmamasına neden olan hastalık.
Ekinlere dadanan bir çeşit böcek.
Sağlam ve muhkem yer.
Nişan, alamet.
Sanki, güya.
Emel.
Zan, tahmin, tasavvur.
Tahılların başak tutmamasına neden olan hastalık.
Ekinlere dadanan bir çeşit böcek.
Bir bitki hastalığı, sam.
Başak tutmaya engel olan bir çeşit tahıl hastalığı.
Kimi ağaçların yapraklarında görülen içi boş siyah kabarcıklar (şeftali vb.).
Organ, vücudun bir parçası.
Dallar üstünde biriken kar.
Kar fırtınasından sonraki durgun hava.
Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerden biri, nüsha.
Organ, vücudun bir parçası.
Dallar üstünde biriken kar.
Kar fırtınasından sonraki durgun hava.
Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerden biri, nüsha.
Su akıntısının getirdiği kum.
Irmaklarda büyük buz akıntısı.
İçinde yemek yenen bakır sahan.
Kir, pislik.
Kulak kiri.
Dilek, istek.
Gelenek.
Irmaklarda büyük buz akıntısı.
İçinde yemek yenen bakır sahan.
Kir, pislik.
Kulak kiri.
Dilek, istek.
Gelenek.
Soğuk,
Pas.
Küf.
Nem.
Toz.
Pas.
Küf.
Nem.
Toz.