Lüp,
Nüve.
Habbe.
Tane, öz.
Tahıl tanesi, tohum.
Buğday tanesinin içi, özü.
Halk ağzında, bir şeyin içindeki öz, lüp.
Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe.
Halk ağzında, bir şeyin içindeki öz, lüp.
Buğday tanesinin olgunlaşmış içi, özü, habbe.
Buğday tanesinin iyice olgunlaşmış olan özü, içi.
Halk ağzında; Bir şeyin içindeki öz, lüp.
Halk ağzında; Bir şeyin içindeki öz, lüp.
Evin kelimesinin diğer anlamları;
Tohum.
Burçak başağı.
Çok taneli başak.
Saman haline gelmiş ot.
Ürün, tanelenmiş ürün.
Zeytin tanesi.
Hoşaf, komposto, çorba gibi yiyeceklerin içindeki taneler.
Ardıç meyvesi.
Yabani ağaçların yenmeyen meyveleri.
Yemek zamanı, öğün.
Yaprak dolmasının bulgurlusu.
Burçak başağı.
Tohum.
Burçak başağı.
Çok taneli başak.
Saman haline gelmiş ot.
Ürün, tanelenmiş ürün.
Zeytin tanesi.
Hoşaf, komposto, çorba gibi yiyeceklerin içindeki taneler.
Ardıç meyvesi.
Yabani ağaçların yenmeyen meyveleri.
Yemek zamanı, öğün.
Yaprak dolmasının bulgurlusu.
Burçak başağı.
Kez, kere.
Pişmiş yemeğin katı kısmı.
Gelişmiş, dolgun taneli olma durumu, verim.
Gelişmiş, dolgun taneli olma durumu, verim.