Arapça helak, (ﻫﻼﻙ).
Mahvolma, yok oluş.
Ölme, öldürme, yok etme, yok olma.
Bitkin bir duruma gelme veya getirme.
Ölme, mahvolma, yok olma.
Harcanma.
Çok yorulma.
Mahvolma, yıkılma.
Yok etmek, ortadan kaldırmak.
Öldürmek.
Ölmek.
Çırpınmak.
Ölme, öldürme, yok etme, yok olma.
Bitkin bir duruma gelme veya getirme.
Ölme, mahvolma, yok olma.
Perişan olma, bitkin duruma gelme.
Yıkılma, bitme, mahvolma.
Mahvetmek, yok etmek.
Mahvetmek, yok etmek.
Bitkin duruma getirmek, perişan etmek
Mahvolmak, yok olmak, ölmek.
Perişan olmak, bitkin duruma gelmek, çok fazla yorulmak.
Harislik ve pek düşkünlük.
Eski dilde Helak;
Harislik ve pek düşkünlük.
Eski dilde Helak;
Azab.
Korku, havf.
Fakr.
Fakr.
Heleke,
Anet.
Mahvolma, ölme.Harcanma.
Çok yorulma.
Mahvolma, yıkılma.
Yok etmek, ortadan kaldırmak.
Öldürmek.
Ölmek.
Çırpınmak.
Mahvolma, yokolma, ölme, çok yorulma.