Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma...

İspat, 
Arapça ispat, isbat, (ﺍﺛﺒﺎﺕ).
Fransızca: demonstration.
İngilizce: demonstration.
Kanıtlama,
Tanıt,
Tanıtlama.
Kanıtlanma.
Varlığı kesin olma.
Delil. 
Bürhan. 
Şahit. 

Arapça yerinde, devamlı ve sağlam olmak anlamındaki ѕubut  kelimesinden türetilmiştir.
Halk dilinde, Ortaya konan açık ve kuvvetli delil, tanıt, hüccet.
Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma, kanıtlama, tanıtlama, tanıt.
Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma, tanıtlama, tanıt.
Osmanlı Döneminde arapçadan kullanılmıştır. Doğruyu delil göstererek meydana koymak, delil ve şahitle bir şeyin sıhhatini göstermek.
Varlığı, gerçekliği kesin olarak ortaya çıkma, gerçekleşme, tahakkuk etme.
Gelip geçici olmama, yerinde durma, sabit ve devamlı olma.
Doğruyu delil göstererek meydana koymak. 
Delil ve şahitle bir fikrin sıhhatını göstermek. 

Bir önermenin doğruluğunu ortaya koyan akıl yürütme.
Bir şeyin doğruluğunu ortaya koymak, kanıtlamak
Var etmek, meydana çıkarmak, izhar etmek
Kanıt göstererek birşeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma.

İspat sözcüğünün diğer anlamları;
İtiraf, ikrar ve tasdik etmek.
Sabit ve muhkem kılmak.
Baki ve payidar eylemek.
Bir hastalığın devamlı olması, müzmin oluşu, ayak kaydırma.
Olumluluk; Karşıtı: Nefiy

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ