Olan, ortaya çıkan...

Hasıl,
Arapça hasıl, (ﺣﺎﺻﻞ). 
Arapça hasıl; meydana gelmek, elde etmek anlamındaki husul kelimesinden türetilmiştir.
Görünen,
Olan, ortaya çıkan.
Olan, ortaya çıkan, görünen.
Ürün, verim.
Husule gelen, peyda olan, çıkan, üreyen.
Meydana gelme, ortaya çıkma.
Peyda olan. 
Husule gelen. 
Çıkan, meydana gelen.
Ortaya çıkan, ürün.
Ortaya çıkan, var olan.

Hasılı: 
Kısacası, sonuç olarak. 
Hasılat:
Bir işten, bir yerden elde edilen gelir, semere, mahsul.

Yörelerimizde Hasıl kelimesinin halk ağzındaki diğer anlamları:
Sığır buzağısı.
Ot.
Arpanın yeşil hali.
Taze arpa sapı.
Kumas dokunurken yüksek devirlerde çözgü ipliğinin kopmaması icin kullanılan nisasta bazlı bir malzeme.
Yeni başak tutmaya başlamış yeşil ekin.
Yeşilken hayvanlara yedirilmek için erken ekilen ekin.
Tahıl sapı.
Kavun, karpuz, salatalık gibi bitkilerin kökenleri.
Ekinlerin olmasından başlayarak bütün harman işlerinin bitimine kadar geçen zaman.
Ocak, tandır.
Şişman (kimse).
Çalışkan, becerikli.
Kira (bağ, tarla için).
Şaplanmış çarıklık gön.
Çarıklık gönleri yumuşatmak için hazırlanan tuzlu su, şap.
Çulhaların bez dokuyacakları ipliği içine batırdıkları çavdar unundan yapılan bulamaç.
Yem için ekilen ekin.
Yeni başak tutmaya başlamış yeşil ekin.
Yerel ağızlarda daha çok başak tutmaya başlamış arpa olarak kullanılır.
Dokumacılıkta kullanılan unlu veya çirişli sıvı.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ