Arapça: alak.
Tol,
Gelik.
Bağ ya da bahçe kulübesi.
Bağ, bahçe kulübesi.
Bağ, bahçe kulübesi.
Yayla kulübesi.
Huğ;
Çubuk ve kamıştan yapılmış bağ ve bahçe kulübesi.
Yörelere göre alak kelimesinin başka anlamları;
Bataklık yer.
Köşk.
Sülük.
Pıhtılaşmış kan.
Bataklık yer.
Köşk.
Sülük.
Pıhtılaşmış kan.
Sakız,
Sığır konulan, üstü açık kenarı çitle çevrili yer.
İniş yerlerde kızağın hızım kesmek için önüne bağlanan ağaç.
At eğeri.
Sığır konulan, üstü açık kenarı çitle çevrili yer.
İniş yerlerde kızağın hızım kesmek için önüne bağlanan ağaç.
At eğeri.
Embriyo,
Karışık tüylü.
Oyunlarda aynı taraftaki eş, bir guruba katılan kimse.
Şaşkın, sersem, alık (bakış).
Kızana gelmiş köpek.
Çiftleşmek isteyen dişi köpek.
Karışık tüylü.
Oyunlarda aynı taraftaki eş, bir guruba katılan kimse.
Şaşkın, sersem, alık (bakış).
Kızana gelmiş köpek.
Çiftleşmek isteyen dişi köpek.
Yapışkan, balçık ve çamur.
Eskimiş giyecek,