Yemiş verecek durumdaki ağaç ...

Anaç,
Yemiş verecek durumdaki ağaç.
Üzerinde kültür bitkisi yetiştirilen bitkiler.
Kök üzerine kalemin aşıladığı bağ çubuğu.
Yemişi bol (ağaç).
Aşı yapılan dal, gövde.
Aşılanan, yerinde gelişen, ana ağaç.
Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan veya yemiş verecek durumdaki ağaç.
Analaşmış, çok yavru doğurmuş, yaşlanmış, kümes hayvanı, kuş ve evcil memeli hayvan.
Yavru yapmaya alışkın kümes hayvanları için kullanılan sözcük.
Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan.
Yumurtlama dönemindeki balık.

Anaç kelimesinin başka anlamları:
Şefkatli, anne gibi davranan.
Anne gibi davranan, şefkatli.
İri, kart.
Kartlaşmış, irileşmiş.
Kurnaz (Mecaz anlamda).
Kurnaz, açıkgöz.
Deneyimli, bilgili.
Başına buyruk.
Kurnaz, deneyli, bilgili, başına buyruk.
İş içinde pişerek tecrübe sahibi olmuş (kimse), kurnaz.
Değirmende çarka giden suyu salmıya yarıyan ark.
Ana kalıpla dökülmüş büyük kerpiç.
Büyük kerpiç kalıbı.
Çok oğul vermiş arı.
İhtiyarlamış, kocamış adam.
Evlenmemiş, yaşlanmış kız.
Orta yaşlı, ergin, olgun kadın.
Kuvvetli sağlam.
Çok beslenmiş, iri, dolgun.
İyi cins damızlık hayvan, boğa.
Ana olma çağına gelmiş (genellikle hayvanlar için).
Yetişkin, doğurma çağına erişmiş.
Köklü, eski.
Çelik çomak oyununun büyük sopası.
Serbest hareketli, başına buyruk, eksik terbiyeli kız veya kadın.
Huy ve şekil bakımından anneye benzeyen.
Büyük gibi davranan küçük kız çocuğu.
Su arkı, bent.
Bakımlı, verimli toprak.
Kağnı tekerleğinin orta kısmı.
Hatıra, hediye, armağan.
Karşı, ön taraf, gözönü, her taraftan görülebilen yer, meydan, açıklık.

Fenotip; 
Ekolojik koşulların etkisi altında meydana gelen ve sadece dış görünüm bakımından değişmiş bulunan türler.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ