Arapça: hakim.
Arapça, hükmetmek anlamına gelen hukm kelimesinden türetilmiştir.
Bilge.
Eski dilde, Bilge.
Eskiden Filozof.
Alim, bilgin.
Filozof, bilge.
Hikmeti bilen, filozof.
Hikmet ve felsefe uzmanı, bilge.
Hikmet ve felsefe uzmanı, bilge.
Her şeyi bilen (Tanrı).
Varlıktaki şeylerin mahiyet ve hakikatlerini aklı ile bilen kimse.
Akıllı, derin düşünceli, hükümleri sağlam, basiret ve sağ duyu sahibi kimse.Hükmeden, buyruğunu yürüten, hakimiyet kurmuş olan, egemen.
Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren, egemen.
İş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan.
Din bilgilerini fen bilgileri ile isbat eden alim.
Başkasını müdahale ettirmeden idare eden.
Memleketi idare eden.
İş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan.
Din bilgilerini fen bilgileri ile isbat eden alim.
Başkasını müdahale ettirmeden idare eden.
Memleketi idare eden.
Buyruğunu yürütmek, egemenliğini sürdürmek.
Hikmet ve adaletle iş görüp tasarruf eden.
Etkili olmak, hükmetmek.
Sözünü geçiren, egemen.
Başta gelen, başta olan, baskın çıkan.
Duygu, davranış vb. ni iradesiyle denetleyebilen (kimse).
Her işi hikmetli olan.
Her işi hikmetli olan.
Hakim, yargıç.
İngilizce, judge.
Mahkeme reisi.
Yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışları ve anlaşmazlıkları hukuka göre halletmek ve adaleti gerçekleştirmek üzere devlet tarafından tayin edilen kimse, yargıç.
Hakim, yargıç, hüküm veren, hükmeden, hükümran olan, üstün olan.
Hakim, yargıç, hüküm veren, hükmeden, hükümran olan, üstün olan.
Haklı ve haksızı ayırıp, hak ve adalet üzere hükmeden, karar veren.
Hükmeden, idare eden.
Hükmeden, idare eden.
Hikmet mütehasssı.
Hikmet sahibi.
Hikmet sahibi.
Hikmet ehli.
Doktor, hekim.
Tabib, doktor.
Doktor.