Çıdam,
Eskiden, Moğolca çıdam; sabır anlamında kullanılmış.
Balkarca Tözüm; sabır anlamında kullanılmış.
Sabır, Çıdam.
Tözüm.
Moğolca çidan; Dayanma gücü, dayanıklılık.
Arapça Sabr, Sabır, (ﺻﺒﺮ).
Acıya ve zorluğa katlanma.
Dayanma, kendini tutma.
Eskiden, Moğolca çıdam; sabır anlamında kullanılmış.
Balkarca Tözüm; sabır anlamında kullanılmış.
Sabır, Çıdam.
Tözüm.
Moğolca çidan; Dayanma gücü, dayanıklılık.
Arapça Sabr, Sabır, (ﺻﺒﺮ).
Acıya ve zorluğa katlanma.
Dayanma, kendini tutma.
Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç.
Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme.
Katlanılması zor olan haksızlık, sıkıntı, acı, hastalık, yoksulluk, felaket vb. durumlar karşısında umutsuzluğa kapılmayıp şikayet etmeden, sızlanmadan dayanma, tahammül gösterme.
Olacak, gelecek veya gerçekleşecek bir şeyi telaş göstermeden, telaşa kapılmadan bekleme, acelecilik etmeme.
Ruha ve bedene zarar veren şeylerden uzak durma, nefsin aşırı istek ve arzularına karşı koyma.
Her olanı Cenabıhak’tan bilip hoşnut ve razı olma, sızlanma ve itirazdan vazgeçme, halinden şikayet etmeme, şükretme.
Tahammül eden, sabreden, bekleyen.
Zorluğa karşı göğüs geren, halinden şikayet etmeyip acı ve sızıya katlanan.
Bela ve musibete karşı şikayet etmeyip Allah'a şükreden.
Farsça, Sabur; Çok sabır gösteren, çok sabreden.
Arapça, Sabir; Sabırlı, sabreden, dayanan.
Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme.
Katlanılması zor olan haksızlık, sıkıntı, acı, hastalık, yoksulluk, felaket vb. durumlar karşısında umutsuzluğa kapılmayıp şikayet etmeden, sızlanmadan dayanma, tahammül gösterme.
Olacak, gelecek veya gerçekleşecek bir şeyi telaş göstermeden, telaşa kapılmadan bekleme, acelecilik etmeme.
Ruha ve bedene zarar veren şeylerden uzak durma, nefsin aşırı istek ve arzularına karşı koyma.
Her olanı Cenabıhak’tan bilip hoşnut ve razı olma, sızlanma ve itirazdan vazgeçme, halinden şikayet etmeme, şükretme.
Tahammül eden, sabreden, bekleyen.
Zorluğa karşı göğüs geren, halinden şikayet etmeyip acı ve sızıya katlanan.
Bela ve musibete karşı şikayet etmeyip Allah'a şükreden.
Farsça, Sabur; Çok sabır gösteren, çok sabreden.
Arapça, Sabir; Sabırlı, sabreden, dayanan.