Adalet,
İngilizce: Fairness, Justice.
İngilizce: Fairness, Justice.
Arapça: Adalet,
Muadele,
Kavam.
Doğruluk.
Kanun hükmü.
Hakkaniyet,
Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe.
Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.
Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları.
Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk.
Herkese hakkını vermek ve layık olduğu muameleyi yapmak.
Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe.
Haklı ile haksızın ayırt edilmesi, haklıya hakkının verilmesi.
Her şeyin olması gerektiği yerde bulunması, yerli yerinde olması.
Kendine ait olan alanda, kendi mülkünde tasarrufta bulunmak, başkasının hakkına saygılı olmak.
Hak ve hukuka uyma, herkesin hakkını gözetme, doğruluktan ayrılmama, hakkaniyet, adl.
Bir cemiyette kanun ve nizam yoluyle hakların karşılıklı olarak korunması.
Bir devlette hak ve hukuku uygulayan teşkilat.