Ses,
Sada.
Sseda.
Haber, iz, alamet, belirti.
Ses, yankı.
Farsça, seda, (ﺻﺪﺍ).
Sseda.
Haber, iz, alamet, belirti.
Ses, yankı.
Farsça, seda, (ﺻﺪﺍ).
İng. Voice, Sound, Echo.
Yankı, aksiseda,
Ses, Avaz,
Yankı, aksiseda.
Necah,
Ligat,
Bang,
Davve, Derdab,
Ses, Avaz,
Yankı, aksiseda.
Necah,
Ligat,
Bang,
Davve, Derdab,
Erdab,
Eskiden, Talac, İdad.
Fedid,
Ses, gürültü, seda, sada, avaz.
Savt.
Fedid,
Ses, gürültü, seda, sada, avaz.
Savt.
Sada kelimesinin diğer anlamları;
Erkek baykuş.
Bir böcek adı.
Susuzluk.
Kasd ve teveccüh eyleme.
Bir şeyi aşikare söylemek.
Mevkiine tevcih ve isabet ettirmek.
Katetmek.
İzhar ve beyan etmek.
Yarık ve çatlak.
Bir böcek adı.
Susuzluk.
Kasd ve teveccüh eyleme.
Bir şeyi aşikare söylemek.
Mevkiine tevcih ve isabet ettirmek.
Katetmek.
İzhar ve beyan etmek.
Yarık ve çatlak.
Bir şeyi ikiye yarmak.
Sada, Suda,
Baş ağrısı.
Sada, Suda,
Baş ağrısı.
Esdiye, Bezin hatası.