Orta ...

Midi,
Naf,
Orta.
Ortu, (Eski Türkçe).
Orta, Ara, beyn.
Mutavassıt,
Mutedil.
Ne uzun ne kısa, midi.
Ne büyük ne küçük, midi.
Ne çok fazla ne çok az olan, ifrat ve tefrit arasında, mutedil.
İyi ile kötü arasındaki durum.

Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer.
İki uçtan veya bütün noktalardan aynı uzaklıkta olan yer.
Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre.
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm

Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece
Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri.
Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen.
Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan:

İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat.
İki eşit paya ayrılan nokta.
Matematik Orantı.

Orta kelimesinin diğer anlamları;
Perşembe,
Yeniçeri Ocağında tabur.
Yeniçeri örgütünde bugünkü bölük dengi birliklere verilen ad.
Orta büyüklükte moloz (Gaziantep yöresinde).
Davar etinin butla bel arasındaki parçası, boşböğür (Niğde yöreinde).
Perşembe (İstanbul yöresinde)
Yapılarda dama uzatılan uzun ağaç (Çorum ve çevresi köylerinde),
Görünçlüğün ortasında yer alan bölüm, ortaya düşen yerler.
Yağlı güreşlerde ve karakucakta deste ile başaltı boyları arasındaki boy (Küçük orta ve büyük orta diye iki bölüme ayrılır).
Aksaray ve Niğde yöresinde, dokuma tezgahlarında çalışan kadınlara gönderilen kuru yemiş ve tatlılar.
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş.
Orta Oyunu'nun oynandığı alan.
Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer.
Herkesin görebileceği yer.
Meydan, görünür yer. 

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ