Emirlik, beylik...

Emaret,
Beylik,
Emirlik,
Bir emir veya bey veya prensin idaresinde olan memleket.
Emir, Bey, Voyvoda ve Prens gibi sanlarla anılan kişiler eliyle yönetilen ülkeler.
Beylük.

Kötü beslenmenin yol açtığı hastalıkları, yiyeceklerin besin değerlerini inceleyen sağlık bilgisi dalı...

Diyetetik,
Fransızca: dietetique,
İngilizce: dietetics.
Kötü beslenmenin yol açtığı hastalıkları, yiyeceklerin besin değerlerini inceleyen sağlık bilgisi dalı.

Kötü beslenmenin yol açtığı sayrılıkları, yiyeceklerin besin değerlerini inceleyen sağlık bilgisi dalı. Diyetetik, Yunancadan gelen bu terim sağlıklı olmak ve düzenli bir yaşam biçimi icin gerekli olan ve alınması gereken önlemler anlamında kullanılmaktadır. Psikoloji, Pedagoji ve Gıda Mühendisliği gibi bazı sosyal, ekonomik ve iktisadi alanlardaki meslek grupları ile beraber çalışarak Tıbbi Beslenme ve Beslenme Bilimini gerçek hayata geçiren bir sağlık dalıdır.

Diyetisyen;
Beslenme ve diyetetik alanında eğitim almış, bireylerin ve toplumların beslenme alışkanlıklarını değerlendirerek onlara uygun beslenme tedavisini belirleyen, uygulayan, beslenme plan ve politikaları üreten ve eğitim yapan kişidir.

Her yıl 6 Haziran Diyetisyenler Günü olarak kutlanmaktadır.

Cinayet ...

Kıya,
Katl,
Arapça: Katl.
Adam öldürme suçu, 
Cinayet. 
Adam öldürme derecesinde ağır suç. 
Adam öldürmek, katl. 
Öldürmek,
Kesmek, 
Mekatıl, 
Kesmek
Cani, 

Katil:
Cinayet işlemiş olan kimse, kıyacı.

Siirt yöresine özgü, kadın erkek birlikte oynanan bir halk oyunu...

Dilo Dilo,
Siirt yöresine özgü, kadın erkek birlikte oynanan bir halk oyunu. Siirt ve çevresinde kadın erkek birlikte oynanan halay türü bir halk oyunu. Kalabalık gruplarla oynanan oyunun, hareketli ve hızlı bir ritmi vardır. En sık yinelenen figür el çırpma ve sekmelerdir. 

Siirt halk oyunları, aşka ve toprağa bağlılığın bir ifadesi olarak canlı, hareketli ve çeşitlidir. Hareketler, son derecede kurallı, ahenkli ve mekiklidir. Oyuncuların tek saf halinde sımsıkı yanaşıp yaslanılarak omuzdaşlık ettikleri olur. El ele tutuşmuş halde harekete geçerler. Vücutlarda üst kısım hareketsizdir. Omuz omuza dizildikleri yaslanışlı anlarda bir duvar ve kale metaneti (dayanıklılığı) okunur. Manen kenetlenişin timsali kesilirler. Meydan oyunu sıfatıyla davul zurnasız edemezler. Bu bileşik çalgının ezeli yırlayışına uyarlı ayak mekiklenişi bir şiir tartımı gibi mısralanır gider.

Siirt halk oyunları;

Beleti, Botani, 
Çaçani,
Daakatülfeyki, Dilo dilo, 
Garzani, Girani, Govent,
Hırpani,
Kasap, Karakıştani,  
Mirani,
Roşkani, 
Süleymaniye,
Şeyhani, Şiro, 
Vaynana, 

Kötü, çirkin ...

Bet,
Kötü.
Farsça Bed.
Fena. 
Çirkin.
Tuhaf,
Yaramaz.
Şer, 
Şeni,
Fasit,
Çirkin,
Kötü, İyi karşıtı
İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, 
Fena.
 

Gizli görevli ...

Ajan 
İngilizce: spy, 
Almanca: agent, 
Fransızca: espion,
Casus, Cevasis,
Çaşıt,
Gizli görevli, Gizli polis,
Dil avcısı,

Bir devlet veya kuruluşun gizli amaçları için çalışan kimse, dil avcısı, çaşıt, ajan.
Bir devletin, ya da bir kimsenin sırlarını başkası adına öğrenmeyi üzerine alan kişi.
Hafiye. 
Gizli sırları haber veren. 
Kendi asıl şahsiyetini gizleyip, kendini iyi şahsiyet şeklinde göstererek ve gizli yollarla bir devletin askeri, siyasi ve mâli durumlarına dair haberleri başka bir devlet menfaatına olarak toplayıp bildiren kimse.
Teşkilat-ı Mahsusa,
İstihbarat ajanı,

İstihbarat Servislerinden Bazıları;
Milli İstihbarat Teşkilatı, (MİT)
Rusya, (KGB)
Federal Soruşturma Bürosu (FBI)
Merkezi Haberalma Örgütü (CIA)
Birleşik Krallık Security Service (MI5)
İsrail, Mossad (Dış İstihbarat ve Özel Harekat)
İran İslam Cumhuriyeti İstihbarat Bakanlığı (VAJA)
Gürcistan İstihbarat Servisi (GIS)
Güney Kore, Ulusal İstihbarat Servisi (NIS)
İsveç, Askeri İstihbarat ve Güvenlik Servisi (MUST)

En büyük ajan, James Bond.
50 yıldır sinemalarda gösterilmektedir. Ajan 007 şimdiye kadar en kalıcı sinematik simgelerinden biridir. Ian Fleming tarafından yaratılan James Bond sinema dünyasının en önemli karekterlerinden olmuştur.

Kız ya da kadın hizmetçi ...

Kırnak,
Hizmetçi,
Hizmet gören kimse. 
Belli bir ücretle ev işlerini yapmak için tutulan kadın.
Bir kimsenin hesabına veya menfatına iş görme, bu suretle yapılan iş, 
Vazife. 
Memuriyet. 

Osmanlılar döneminde, Cariye ya da halayık, yabancı ülkelerden kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan, alınıp satılabilen, her konuda efendisinin isteklerine bağlı bulunan genç kadın. Savaşta esir edilen kadınlar için karavaş ismi de kullanılırdı. Bu kız ya da kadınlar odalık, cariye, hizmetçi, vazifeli, görevli, çalıştırılan olarak kullanılırdı. 

Kırnak; 
Cariye.
Çalımlı, süslü (kimse). 
Güzel, titiz, çevik,
Cilveli, oynak (kadın). 
Boylu boslu. 
Çevik. 
Boyu bosu yerinde olan. 
Güzel kız ya da kadın işçi.

Çıplak, yoksun ...

Ari,
Tırıl,
Dal,
Üryan,
Soyunmuş durumda olan vücudun resmi, nü. 
Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak:
Saçsız (baş). 
Üzerinde yaprak olmayan:
İçinde gerekli eşya bulunmayan: 
Yoksul (kimse),
Yalın, süssüz.
Fakir, züğürt olan (kimse).

Allah' ın birliği ve bölünmezliği ...

Ahadiyet,
Ahaddiyet,
Ehaddiyet,
Arapça: Ahadiyet. 
Allah' ın her bir şeyde kendine ait birlik tecellisi. 

Rahmaniyyet:
Cenab-ı Hakkın Rahman oluşu.

Dövülerek saman yapılan ot ...

Kes,
Halk dilinde,
Genellikle yakmak için kullanılan iri saman.
İri saman.
Samanın irisi.
Dövülerek saman yapılan ot. 
Harman savrulduktan sonra yerde kalan taşlı ve samanlı buğday.
Samandan çıkan ve ancak yakmaya yarayan kaba saman artığı.
Tanesi alınmış mısır koçanı. 

İri saman. 
Harman veya başka işlem sırasında tohumlardan ayrılan, bitkinin diğer kısımlarıyla birlikte genek yaprakları, kavuz ve diğer tane örtü kısımları ve bazen da kuru ot veya sapların kabaca doğranmış durumu.

Ayrıca Kes,
Kes, spor ayakkabısı anlamındadır.
Ayak bileklerini de içine alan kapalı jimnastik ayakkabısı.

James Bond' un yaratıcısı olan İngiliz yazar...

Ian Fleming,
Ian Lancaster Fleming,
(d. 28 Mayıs 1908 - ö. 12 Ağustos 1964).
007 Bond,  James Bond karakterinin yaratıcısı ve romanlarının yazarı İngiliz yazar ve gazeteci.

II. Dünya Savaşı'nda deniz subayı olarak görev yapan yazar, İngiltere' deki Eton Kolejinden mezun olmuştur. İngilterede askeri okula devam etmiştir. Yazdığı casusluk romanları filmlere uyarlanmış ve ona dünya çapında ün kazandırmıştır. James Bond 50 yıldır sinemalarda gösterilmektedir. Ajan 007 şimdiye kadar en kalıcı sinematik simgelerinden biridir. Tüm  filmler Ian Fleming'in hayal gücü ile başlamıştır. 

Sinemada James Bond rolünü oynayan aktörler;
Sean Connery (1962–67/ 1971) - 6+1 kez oynamıştır.
George Lazenby (1969), - 1 kez oynamıştır.
Roger Moore (1973–85),- 7 kez oynamıştır.
Timothy Dalton (1987–89),- 2 kez oynamıştır.
Pierce Brosnan (1995–2002),- 4 kez oynamıştır.
Daniel Craig (2006–halen).- 2+ 1 kez oynamıştır.
Ayrıca David Niven'ın oynadığı Casino Royale (film, 1967) ve yine ilk Bond Sean Connery'nin rol aldığı Asla Asla Deme (1983) filmleri seri dışında çekilen diğer filmlerdir.

Eserleri, Filmleri;
Casino Royale(Gazino Royal) - (1954-1967-2006)
Colonel Sun - Öldürme Yetkisi (1989)
Diamonds Are Forever(Ölümsüz elmaslar) -  (1971)
Dr.No -  Doktor No - (1962)
For Your Eyes Only(Yalnız senen gözlerin için) - (1981)
From Russia With Love (Rusyadan sevgilerle) - (1963)

Goldfinger (Altın parmak)-  (1964)
Live And Let Die (Yaşa ve öl) -  
Moonraker(Ay harekatı) -   (1979)
Octopussy -  Ahtapot- (1983)
On Her Majesty's Secret Service(Kraliçenin hizmetinde) -  (1969)
The Man With The Golden Gun(Altın tabancalı adam) - (1974)
The Spy Who Loved Me(Beni seven casus) - (1977)
Thunderball (Yıldırım Harekatı)-  (1965)
You Only Live Twice (İnsan iki kere yaşar) -(1967) 
Yarın Asla Ölmez,(1997)
Dünya Yetmez (1999)
İnsan Gibi Yaşa (Asla Asla Deme) (1983)

Bir Cinayete Bakış (1985)
Yaşamak İçin Öldür (1973)
Quantum of Solace (2008) 
Yaşayan Gün Işıkları (1987) 
Skyfall (2012)
Altın Göz (1995) 
Başka Gün Öl (2002)



Deride geniş leke ...

Yama, 
(İng. patch ).
Deride leke.
Halk arasında derideki bu lekelere aşağıdaki adlar erilir;
Örümcek izi, 
Leylek ısırığı, 
Kiraz lekesi, 
Gülleme.

Tıp dilinde iktiyoz hastalığına benzer. Bu bir hastalık olup deri, kuru, pul pul ve bazen de çatlak görünümdedir. İktiyoz, hayatın ilk yıllarında başlayan ve yaşam boyu süren, kalıtımsal ve soydan geçen yaygın bir keratozdur. Yani hasta­lıklı deri kuru, esmer, gri renkte olup üze­ri balık pulu biçiminde kabuk gibi serttir. Bazı biçimleri doğuştan vardır. Sık sık sıcak banyo yapmak bir tedavi yöntemidir.

Deride oluşan siyah leke hastalığına Yunanca Melazma denir.
Deri renginin oluşmasında iki önemli faktör vardır. Birincisi, kan damarlarının içindeki hemoglobin, ikincisi ise renk hücrelerinin ürettiği melanin'dir. Deride pembeleşme, kırmızı, mavimsi renkli lekeler hemoglobinden kaynaklanır. Ten rengini belirleyen ve normal deri rengi ile kahverengi tonları arasındaki renkleri ise melanin belirler. Saç ve göz rengini melanin belirliyor. Yüzdeki ben, çil, doğum ve yaşlılık lekeleri ise ayrı değerlendirilir. 

Bundan başka güneş ışınlarının etkisi ile oluşan pigment artışı, ciltte geniş leke görüntüleri oluşturur ki bunlara da yama denir.  Ayrıca sivilce izleri, hamilelik, aşırı antibiyotik kullanma, yanlış kozmetik ürünleri gibi sebeplerden de ciltte lekeler oluşur. Dış derinin renk kaybına uğramasıyla oluşan beyaz plaklarla oluşan deri hastalığına Vitiligo (klasik lökoderma) denir. 

Yama kelimesinin diğer anlamları;
  • Delik ve yırtığı uygun bir parça ile onarma, kapatma. 
  • Bu iş için kullanılan parça.
  • Deride geniş leke.
  • Bayır, meyilli arazi, yokuş,
  • Alt değirmen taşının parçaları.
  • Kağnı tekerini oluşturan tahtalar.  
  • Yan, ön, karşı. 
  • Yakın. 
  • Karşılık
  • Yama, (İng. graft).
  • Vücudun bir bölgesini örtmek veya bir eksikliği desteklemek için eklenen bir parça canlı doku, greft.
  • Çalışma ya da dağıtım eşlemlerinin bozulmuş bölümlerinin yerini almak üzere hazırlanmış parça.
 

Sivrisineğe benzer çok küçük bir sinek türü...

Kumuç,
Sivrisineğe benzer çok küçük bir tür sinek.
Anofel, Çimil, Sıtma mikrobu taşıyan bir tür sivrisinek.
Sivrisinek;
Mizik, Sivrisinek,
Tatarcık gibi küçük, siyah sinek.
Peşşe (Osmanlıca), 
Peşe veya Peşşe (fars. peşe ve peşşe). 

Eskiden, sivrisinek.
Peşe-bend (peşşe-bend veya peşe-hane), Cibinlik.
Kumuç kelimesinin diğer anlamı;
İçine et veya peynir konarak yapılan bir çeşit sigara böreği.
İçine et ya da peynir konarak yapılan bir çeşit sigaraböreği, dürüm.

Mantar sineği,
Sivrisineğe benzer böceklerin ortak adı,
Mantar sineği, Diptera (çiftkanatlılar) takımının Mycetophilidae ve Sciaridae familyalarındandır. Larvaları mantarla beslenen bu küçük sineklerdir. Bu sineklerin kanatları koyu renkli olup, petekgözleri birbirine değecek ölçüde yakındır.

Üç yol ağzı…

İrim,
Üç yol ağzı.

İrim sözcüğünün diğer anlamları,
Gözün görebildiği kadar uzaklık.
Sokak. 
Dar sokak, dar yol, patika. 
Çıkmaz sokak. 
Dolambaçlı yol. 
Sokak başı, köşe başı.
Yalçın kayalık yerler.
Böğürtlen. 

Ot, çayır.
Ara, uzaklık. 

Selef ...

Öncel,
Selef,
Bir görevde, bir makamda kendinden önce bulunmuş olan kimse, öncel.
Halef karşıtı. 
Ardıl karşıtı,
Yerine geçilen,
(Self) Eskiden olan. 
Evvelce bulunmuş olan.
Yerine geçilen.
Önde olmak, ileri geçmek.
Eski adam.

Halef ...

Ardıl,
Halef, (Arapça).
Birinin ardından gelip onun makamına geçen kimse, ardıl.
Selef karşıtı.
Öncel karşıtı.
Birinden sonra gelip onun yerine geçen kimse, sonradan gelen. 
Soy. 
Babadan sonra kalan oğul.Birinin yerine sonradan geçen kimse.

Maaş, aylık ...

Ratibe,
Aylık, 
Maaş, 
İngilizcce: salary.
Arapça: maaş.
Türkiye’de memurlara üretim sürecine katılmaları karşılığında belli sürelerde yapılan ödeme. 
Ücret,
Geçinilecek şey. 
Yaşayış. 
Aylık para.
Revatib, 
Maaş. 
Vazife.
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş.
Görevlilere, emeklilere ve bunların dul ve yetimlerine her ay ödenen para.

Halat, kalın ip ...

Nabl,
Halat,
Rumca: halat.
Kalın ip.
Urgan,
Rişman,Kenevirden yapılmış kalın ip.
Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip.

Çapı 12 mm’ den daha kalın olan halat. Balıkçılıkta çerçeve yaka ve kuvvetlendirmede kullanılan, telden veya doğal ve sentetik iplerden yapılan, av araçlarında çekme ve donam amacıyla kullanılan iplerdir.

Urgan:
Keten, kenevir, jüt gibi türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halata ise urgan denir.

Haiti kökenli bir dans ve müzik ...

Mambo, 
(Fr. mambo).
Haiti kökenli, rumba ve çaçaya benzeyen bir dans.
Bu dansın müziği.
Haiti kökenli bir dans ve müzik.
Rumba dansının daha hareketli daha kıvrak çeşidine Mambo, denir. Genellikle Kuzey Amerika bölgelerinde bu dans çeşidi sergilenir. Mambo, Küba'da daha çok Haitililer'in yaşadığı bölgede ortaya çıkmıştır. Mambo dansı, 1943 yılında Havana'daki La Tropicana adında bir gece kulübünde sunduğu dans ile Perez Prado'ya atfedilir. 

Mambo birçok danstan etkilenmiştir. Bu danslar Afrikan, Cuban, Jazz, Hip-Hop ve hatta Bale'dir. Bundan dolayı Mambo'da asla adımlar bitmez. Birçok insan, Mambo'yu çok hızlı bir dans gibi görür. Gerçekte Mambo yavaş, titiz ve çok fazla hareket gerektirmeyen bir danstır.

İnceden inceye alay eden, cinaslı ...

İronik, 
Fransızca: ironique.
İngilizce: ironic, ironical, 
İroniye dayalı.
Alaysı,
Ters anlamlı,
Kinayeli,
Gülmece. 
İstihza ile,
Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme. 
Alaysıma.
Düşünülenin tersini söyleyerek yapılan ince alay,
İnceden inceye alay eden, istihza ifade eden,

Nohut büyüklüğünde hamur taneleri ve sarımsaklı yoğurtla yapılan bir yemek ...

Kokalinga,
Nohut büyüklüğünde hamur taneleri ve sarımsaklı yoğurtla yapılan bir yemek.
Malzemeler;
Yarım çay bardağı yağ,
1 çay bardağı yoğurt,
1 çay bardağı karbonat, bir fiske tuz, alabildiği kadar un,
3 diş sarımsak, 1,5 su bardağı yoğurt,
Yarım fincan yağ,
1 tatlı kaşığı kırmızı biber ve kızartmak için yağ.

Yapılışı:
Zeytinyağı, yoğurt, karbonat, tuz ve unu birlikte yoğurarak sert bir hamur haline getiriniz. Hazırlanan hamuru nohut büyüklüğünde koparınız. Zeytinyağını ateşte kızdırdıktan sonra nohut büyüklüğündeki hamurları kızartıp kenara alınız. Diğer tarafta sarımsaklı yoğurdu hazırlayınız. Yarım fincan zeytinyağını bir cezvede kızdırıp ocağın altını kapatınız, içine bir tatlı kaşığı kırmızı biber ilave ediniz. Kızartılan hamurları küçük kaselere koyunuz. Servisten önce üzerine sarımsaklı yoğurt döküp üzerine kırmızı yağlı biber gezdirip servis yapınız.

İşçi, gündelikçi…

Karakullukçu,
Çakan,
Gündelikçi,
İşçi.
Irgat.
Tarım işletmelerinde günlük rayiç üzerinden günlük, haftalık veya aylık olarak çalışan işçilerdir. Bunlara bazı yörelerde çakan veya karakullukçu da denir.
Yeniçeri ocağı bölük ve ortalarında odaları ve odaya gelen konukların ayakkabılarını temizlemek, yemek kaplarını yıkamak ve benzeri işler görmekle yükümlü er.

Gündelikle ev işlerinde çalışan kimse.
Yevmiyeci.
Çoban.
Yarıcı,

Marabacı:
Üretime yalnızca emeği ile katılır. Tarla ve diğer girdiler işletmeciye aittir. Marabacı ürünün içte birini alır.

Mevsimlik İşçi:
Özellikle pamuk ve fındık gibi büyük ölçüde emek gerektiren ürünlerin bakım ve/veya hasat mevsimi boyunca tarım işletmelerinde çalışan işçilerdir. Bu tür işçilerin göçmen olanlarının yiyecek ve barınmalarını genellikle işletmeci temin eder.

Yayvan sepet ...

Sele,
Selle,
Farsça: selle.
Arapça: Selle.

Yayvan Sepet. 
Sepet, 
Yayvan, genişçe sepet.
Kulpsuz, yayvan çamaşır sepeti. 
Kulplu sepet.
Ekmek sepeti. 
Kaşık konan küçük sepet. 
Hasırdan örülmüş düz tabla.
Küfe.  

Yufka ekmeği ya da yıkanmış giysi koymaya yarayan yayvan, geniş, kulpsuz sepet.
Söğüt dallarından örülen küçük, kulpsuz sepet. 
Büyük iki kulplu sepet.  Ekmek sepeti.
Söğüt sürgünlerinden örülmüş, leğen tipinde, yayvan sepet. 
Süt, yoğurt gibi yiyeceklerin üzerine kapatılan söğüt sürgünlerinden örülme sepet. 
Telden yapılmış yayvan sepet.

Yıkanmış buğdayın suyunu çekmesini sağlamak amacıyla kullanılan, çubuk ya da pedaldan yapılma örgü sepet.  

"Şiirler" anlamında eski sözcük ...

Eşar,
Şiirler, manzum ve güzel yazılar.
Eşar, Şiirler anlamında eski sözcük.
Şiirler.
En iyi şair.
Eşair, 
Arapça: eşar.

"Tanrı Kabul Etsin" anlamında kullanılan sözcük ...

Amin, 
Arapça: amin.
Tanrı Kabul Etsin.
Allah Kabul Etsin.
Dualardan ve hayır temennilerinden sonra, Allah kabul etsin, öyle olsun.

Öyle olsun, Allah kabul etsin anlamlarında, duaların arasında ve sonunda kullanılan bir söz.
Yarabbi. Öyle olsun, kabul eyleanlamında olup, duaların sonunda söylenir.
Diğer kutsal kitaplarda bir çok yerde amin sözcüğüne rastlanır. 
İncil'de iki yerde geçer. Tevrat'ta da geçer. 
İbranice ve Süryanicede de vardır. 
Hakikat, çok doğru, tamam manasındadır.

İçine ıspanak, patates, pazı, peynir yada kıyma konularak yapılan bir tür pide…

Lemis,
İçine ıspanak, patates, pazı, peynir yada kıyma konularak yapılan bir tür pide.
Gümüşhane yöresine özgü bir tür ıspanaklı pide.
Pide türü, 
Gözleme,
Lemis Gümüşhane' ye has gözlemedir. Ispanaklı, pazılı, kıymalı  ve patatesli içlerle de hazırlanabilir.  

Malzemeler;
1 adet yumurta,,
1 su bardağı su  
1 çorba kaşığı sıvıyağ,
1 tatlı kaşığı tuz,
Alabildiği kadar un (2 Su bardağı),
Tereyağ,
tuz, karabiber

İç hazırlama;
Yarım kalıp peynir,
10-15 dal maydanoz  ,
Eğer pazı ve ıspanak kullanılacak ise  2 orta boy soğan, pazı veya ıspanak (2 bağ).

Yapılışı;
Yoğurma kabına unu koyup kenarlarına tuzu ekleyin. Ortasını havuz gibi açıp suyu azar azar  ilave edin. Ele yapışmayan bir hamur (orta sertlikte) elde edin. Hamurdan yumurta büyüklüğünde bezeler koparın. Sonra üstünü nemli bir bezle örtüp 30 dakika dinlendirilir. Sonra hamur 6 parçaya ayrılır. Her parça servis tabağı kadar açılır. Yarısına peynirli iç konur. Diğer yarısı üzerine kapatılır veya pazı veya ıspanak veya kıyma kullanılacaksa yine aynı şekilde yapılır. 

Kıyma veya Ispanak, Pazıları yıkayıp ince ince doğrayın. Soğanlarıda incecik doğrayın. Tereyağında soğanı kavurun. Üstüne pazıyı, ıspanağı  ekleyip tuz karabiberle harmanlayıp malzemeleri öldürün. 5-6 dakika pişirin ortalama olarak. Soğumaya bırakın. Hamur bezeleri, servis tabağı kadar açılır. Yarısına hazırlanan bu iç konur. Diğer yarısı üzerine kapatılır.Diğer yarısı üzerine kapatılır. Kenarlarına bastırılır. 

Az yağlı tavada 2 yüzü pembe renkte kızartılır. Üzerine tereyağı sürülür. Lemisler üst üste konur. Üzerine kapak kapatılır. 10 dakika bekletilir. Afiyetle yenir.   

El sıkışma ...

Toka, 
İtalyanca tocco.
El sıkışma. 
İçki içerken birinin şerefine, sağlığına kadeh tokuşturma.
El sıkışma, 
Argoda toka etmek, vermek.

Kısır, hiç doğurmamış hayvan...

Eremik,
Kısır,
Akim,
Enek,
Kısır, hiç doğurmayan insan ya da hayvan.
Ürün, döl vermeyen canlı.
Verimsiz,
Cılız kalmış, büyüyememiş.

Göğsü olmayan, göğsü büyümemiş kız ya da kadın.
Hiç doğurmadığı için (kağnı) koşumda kullanılan kısır manda.

Güçlü istek, tutku ...

İhtiras,
Aşırı, güçlü istek.
Tutku, 
Aşırı istek sahibi olmak, hırs duymak, şiddetli arzu.
Kökeni Arapça olan aşırı arzulu olma manasındaki kelime.
Arapça: ihtiras,
Arapça hırs, şiddetle arzu etmek sözünden türemiş.
Çok şiddetli arzu, hadden aşırı hırs derecesindeki istek.
Şehvet ve tutkunun azılısı.
Erkek ve dişinin birbirine karşı duydukları cinsel istek, Kösnü.
Hırsla sevmek, hırsla sevişmek.
Hırsla cilvelenmek. 

İhtiras sözcüğünün diğer esas anlamı;
Arapçada develerin çiftleşme dönemlerinde ağızlarından salgıladıkları köpüğe ihtiras denir. Devenin çiftleşmesini önlemek için deveyi ortamdan çekmeye yarayan ve deveye bağlanan alete ise akıl denir. Bu sebeple ki ihtirasların önüne yalnızca akıl geçebilir.

Kimi kumaşların yüzeyindeki ince tüy ...

Hav,
Ülger,
Kadife, şeftali vb.nin üzerinde bulunan ince tüy. 

Kadife, çuha, yün vb.nin yüzeyindeki ince tüy, ülger. 
Çuha ve buna benzer kumaşların ters yüzlerinde bulunan tüy.
Şeftâli gibi bazı meyvelerin üzerlerinde bulunan ince tüy.

Tüy, ince tüy.
Yüzeydeki incecik, tüyümsü örtü.

Açılma, açıklık ...

Küşayiş, 
Farsça: küşayiş.
Eski dilde.
Açıklık, 
Ferahlık.
Açılma,

Deri, göz ve kulak-burun-boğaz enfeksiyonlarında kullanılan bir antibiyotik ...

Neomisin,
Neomisin, 
(Neomycin Sulphate).
Streptomyces grubu mantarlarından elde edilen bir antibiyotik. Streptomyces fradiae isimli bakteri tarafından doğal olarak üretilen bir antibiyotiktir. Bir adı da misifradindir. Streptomyces mantarlarından, tedavide geniş çapta kullanılan bir antibiyotik olan streptomisin de elde edilir. 

1944 yılında streptomisini bulan ünlü Amerikalı bilim adamı Waksman, 1949 yılında New Jersey’deki Rutgers üniversitesinde Lechevaliler ile birlikte çalışarak neomisini bulmuştur.

1950 yılında Japon bilim adamı Aiso tarafından Streptomyces roseoilavus adı verilen çok küçük bir mantar kültüründen elde edilen flavomisin ile yine 1950 yılında Umezawa tarafından bulunan B1 ve B2 streptomisinleriyle eşdeğerli kabul edilen neomisin, penisilin tipinde bir antibiyotiktir. Neomisin, çözelti, toz ya da pomat halinde, deri ve mukoza enfeksiyonlarına karşı kullanılır. 

Çok etkili oluşu ve bağırsaklardan emilmeyişi nedeniyle neomisin, bağırsakların mikroplardan temizlenmesi gerektiği özel durumlarda kullanılmaktadır. Neomisin deri yüzeyinde de kullanılabilir.

Neomisin İçeren İlaçlar; 
CEBEMYXINE Göz Damlası 
NEOSPORIN (Göz Damlası) 
THIOCILLINE Deri Pomadı 
THIOCILLINE Göz Pomadı 
THIOCILLINE Yara Tozu.

Halk edebiyatında uyağa verilen ad ...

Ayak,
Halk şiirinde, edebiyatında uyağa ayak denir.
Bir ses sanatı olan uyak bazen dizelerin içindeki sözcüklerle de yapılır; ama bu tür kullanımlara şiire ahenk katmak için başvurulur.

Uyak, Kafiye.
Şiirde dizelerin sonunda tekrarlanan ve aynı ahengi veren heceler veya aynı görevde olmayan ancak benzeşen sesler, kafiye. Halk şiirinde kafiye (uyak) karşılığı ayak terimi kullanılır. Kafiye sözcüğünün sözlük anlamı, sonda olan, arkadan gelen' dir.

Kafiye,
Arapça: kafiye.
Manzum yazılarda mısra sonlarındaki (aynen tekrar edilen kelime ve eklerle olmamak şartıyle) ses benzerliği, mısra sonlarında tekrarlanan, anlamları ayrı, sesleri birbirine benzer kelimelerden her biri, uyak. Nesirde olursa seci denir.
Manzum yazılan satırların ses bakımından sonlarının aynı olması.


Eski dilde et ...

Lahm, 
Arapça: lahm. 
Et. 
Lahmacun, 
Açılmış hamurun üzerine kıyma ile hazırlanan iç sürüldükten sonra taş fırında pişirilmesiyle yapılan bir pide türü. 
Gaziantep ve yöresine özgü bir yemektir. İsmi Arapça lahm (et demektir) ve macun (hamur) kelimelerinden gelir. 

İçinde et, isot (pul biber), domates, maydanoz, salça, soğan, sarımsak, karabiber ve tuz bulunur. Bu malzemeler yöreye göre ya da mevsime göre değişiklik  gösterir. Limon sıkarak yemenin lezzetini arttırdığı doğrudur. Ancak lahmacunu aşağıdaki gibi hazırlayarak yemenizi tavsiye ederim. 

Lahmacunun ortasına, közlenmiş patlıcanı kabukları soyulduktan sonra koyunuz. Üzerine, maydanoz, sumaklı soğan, közlenmiş acı yeşil biber-mutlaka acı biber acı olmalı, acının kokusunu almalısınız-, kırmızı pul biber, karabiber tuz eklendikten sonra dürüm yapılır. Elinizle altından tutun ki suyu aşağıya akarken süzülsün. Lezzeti doyumsuzdur.  

Lahm diğer anlamları,
Her şeyin içi ve üzeri.
Bir işi sağlam kılmak.
Kırık şeyi kuyumcunun yapıştırması. Lehimlemek.
Bir yerde ilişip kalmak.
Almancada topal anlamına gelen sözcük.

Osmanlı devletinin kuruluş yıllarında büyük başarılar gösteren ve türbesi Bursa'da olan ünlü Türkmen Dervişi ...

Geyikli,
Geyikli Baba,
Mutasavvıf.
Türkmen Dervişi,
Keşiş,
Uludağ eteklerinde geyiklerle haşır neşir olup, istediği yere geyiğe binerek gittiği için, Geyikli Baba diye meşhur olmuştur. Orhan Gazi devri Osmanlı evliyasındandır. Azerbaycan'ın Hoy şehrinde doğdu. 

1275-1350 yılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Bağdatlı Şeyh Ebül Vefa'dan feyz aldı. Aynı yoldaki Baba İlyas Horasani'den ilim öğrendi. Zahiri, batıni ilimlerde ve tasavvuf yolunda kemal derecesine ulaştıktan sonra Rum ülkesine geldi. Anadolu'da islamiyeti yaymak için çarpışan ve gayret eden Osmanlı mücahit gazileri arasına katıldı. Bursa'nın fethi sırasında bir geyiğe binmiş ve elinde altmış okkalık bir kılıç olduğu halde en ön saflarda çarpıştı. Kalenin fethinde pek çok kerametleri görüldü. Geyikli Baba'nın türbesi, Bursa'nın Gürsu ilçesine bağlı Baba Sultan köyündeki külliye içindedir.

Belirteç olarak kullanılan eylem soylu sözcük ...

Ulaç,  
İngilizce: gerund.
Bağ-fiil, 
Zarf-fiil.
Belirteç olarak kullanılan eylemsi: 
Koşa koşa gitmek, gelip gitmek, gülerek gitmek, gelince görmek, giderken görmek, geldikçe konuşmak, geldiğinde konuşmak, görmeden gitmek, görmeksizin geçmek, görmeyeli değişmek vb.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ