Kanıt, dayanak ...

Delil,
Argüman, 
Dayanak,
Kanıt,
Tanıtlama.
İngilizce: argument, evidence, proof.
Latince: argumentum, arguere.
Göstermek, tanıtlamak, açıklamak.

Tanıtlamanın temeli, bir tanıtlamanın dayandığı önerme; bir anlatımın doğru ya da yanlışlığının temelini ortaya koymada dayanılan önerme.
Bir önermenin doğruluğunu ya da yanlışlığını göstermek için izlenen yöntem.
Tümdengelimci bir dizgede bir sav ya da çıkarımın doğruluğunu belgeleyen öncüller ya da önsayıtlar. 
Bir davada, sav, savunma, ileri sürmenin doğruluğuna yargıcı, yargılığı inandırmak, kanı vermek için yargılama türesinin kullanılmasını, toplanılmasını uygun gördüğü yazılı belgelerin, sözlü işlemlerin tümü.
Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman.
Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil. 
Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ