Posta sürücüsü...

Tatar,
Karakulak,
Postayı süren kimse, 
Postacı.
Jandarma, kolluk kuvveti, 

Osmanlıları üç kıtada altı asır yaşatan sebeblerinden birisi de süratli ve muntazam bir haberleşme usulüne sahip olmalarıdır. Posta tatarları, imparatorluğun bir ucundan öteki ucuna yılmadan haber ulaştırır. Yol boyu menzillerde at değiştirir. Bulamazsa valinin ahırından bile at çekip alabilirdi. Tarih boyu insanlar posta güvercinleri vasıtasıyla veya kaleden kaleye ateş yakıp duman çıkararak ya da ok atarak haberleşirdi. Osmanlılar da bunlardan istifade etmiştir. Ama şüphesiz ki resmi ulakların, yani posta tatarlarının haberleşmedeki rolü hepsinden önce gelirdi.

O zamanlar posta ücretini gönderen öderdi. Posta, alıcıya postanede teslim olunurdu. Uzak köylere postayı müvezziler götürüp alıcıdan ayrıca ücret alırdı. 1863 yılında posta pulu kullanılmaya başlandı ve alıcıdan hiç ücret alınmaz oldu. Ancak resmi postanelerin sayısı sınırlı idi. Çoğu yerde posta taşıma işini gayrı resmi postaneler ve tatar ağaları sürdürdü.
 

Bunlar maaşlı değildi. Taşıdıkları yük, hatta pullu mektuplar için alıcıdan ücret alırdı. 
Posta, arabalarla, sonraları tren ve gemilerle taşınırdı. İstasyon ve liman postanesinden postayı tatarlar alıp, gideceği yere kadar götürürdü. Daha ötesi için gerekirse başta bir posta tatarı devreye girerdi.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ