1942’de Çanakkale Boğazı açıklarında batan ve 39 kişilik mürettebatının tümü ölen Türk denizaltısı...

Atılay,
TCG Atılay,
(1938-1942).
Atılay denizaltısı, yaklaşık, elli yıllık bir aradan sonra, İstanbul tersanelerinde inşa edilen ilk denizaltı gemisiydi. 1939 yılında, Haliç tersanelerinde denize indirilmişti. Atılay' la birlikte, benzer üç denizaltının isim babalığını Atatürk yapmıştı.

Haliç'te Valide taş kızaklarında yapılan Atılay denizaltısı, 1939 yılının 19 Mayıs günü, Donanma Komutanı Amiral Şükrü Okanın eşi Nadire Okanın Atılay sana muzafferiyetler, dilerim sözünün ardından şampanya şişesinin baş tarafına vurulup kırılmasıyla denize indirilir. Bu denizaltı battıktan yıllar sonra Almanya' dan alınan denizatlıların isimleri de bu denizaltıların isimleriyle aynı koyulmuştur. Denizaltılar ikinci dünya savası sırasında etkin bir şekilde kullanılıyordu. Türkiye, gelebilecek her türlü tehlikeye, bilhassa boğazlara yöneltilecek bir denizaltı hücumuna karşı tetikteydi. 

14 Temmuz 1942 yılında, Çanakkale Boğazı' nda yer alan, manyetik güvenlik hatlarını kontrol etmek için, boğazın derinliklerine daldı. Bir emniyet botu, yüzeyden, Atılay'ı takip ediyordu. Bu takip, bir süre sonra, kötü hava nedeniyle yarım kaldı. Atılay' dan hiç bir ses çıkmadı. Aynı gece, saat 8:30'a doğru, denizaltının battı şamandırası bulundu. Şamandıradaki telefon işliyor, ancak mürettebattan ses çıkmıyordu. Atılay denizaltısı, 38 personeli ile birlikte batmıştı.

Serseri bir mayına çarpan, komutanlığını Binbaşı Sadi Gürcan' ın yaptığı Atılay, 39 denizciyle batık gemiler mezarlığı olan Çanakkale' deki yerini alır. Hamiyet Yüceses' in, ardından ünlü Makber şarkısını söylediği eşi Elektrikçi Başçavuş Fethi Yüceses de, Atılay' da görev yapan denizaltıcılar arasındadır. 
Atılay, batan ilk denizaltımızdır.

Ayhan Hünalp'in, Dumlupınarın batışının hüznüyle yazdığı "Teğmenim" adlı şiirde, Çanakkale'de batan bu iki denizaltı birlikte anılır. Atılay'ın, I. Dünya Savaşından kalma bir mayına çarparak battığı anlaşı
ldı.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ