Rüşvet almak,
Yedirmelik,
İrtişa,
Yiyicilik,
Rüşvet,
Rashua,
Arapça: rişvet,
İngilizce: bribe,
Bir işin yasa dışı olarak daha kolay ve çabuk yapılması için o işte görevli kişiye sağlanan aynî veya parasal çıkar.
Kanunen bir iş gördürmek gayesi ile vazifeli olan kimseye, gayr-i meşru olarak verilen para vesair menfaat ve fayda.
Osmanlı devletinin özellikle Kanuniden sonrasında rüşvet batağına nasıl saplandığını Fuzuli, Şikayetname isimli eserinde şu dizelerle dile getirmiştir:
Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler
Yedirmelik,
İrtişa,
Yiyicilik,
Rüşvet,
Rashua,
Arapça: rişvet,
İngilizce: bribe,
Bir işin yasa dışı olarak daha kolay ve çabuk yapılması için o işte görevli kişiye sağlanan aynî veya parasal çıkar.
Kanunen bir iş gördürmek gayesi ile vazifeli olan kimseye, gayr-i meşru olarak verilen para vesair menfaat ve fayda.
Osmanlı devletinin özellikle Kanuniden sonrasında rüşvet batağına nasıl saplandığını Fuzuli, Şikayetname isimli eserinde şu dizelerle dile getirmiştir:
Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler