Cilalı, parlak.
Düz, ince yassı taş.
Düz, yassı büyük taş.
Düz ve ince yassı taş
Düz, tabaka biçiminde ince, yassı taş.
İri, büyük kaya.
Dik kayalık, taşlık yer.
Düz, tabaka biçiminde ince, yassı taş.
Akarsu kıyılarında, üstünde giysi yıkanan büyük, düz taş.
İri, büyük kaya.
Dik kayalık, taşlık yer.
Dibi yere gömülü kaygan kaya.
Kayalık yar, uçurum.
Say sözcüğünün yörelerimizde halk dilindeki diğer anlamları:
Ekime elverişsiz, altında taş, kum ve kil tabakası bulunan toprak.
Tarla sürerken ayrılan eni dar, boyu uzun evlek.
Tarla sürerken ayrılan eni dar, boyu uzun evlek.
Dağ yamaçlarındaki taşlı, çakıllı arazi
Ekime elverişsiz, altı taş alan.
Ekime elverişsiz toprak
Kır, düz olmayan yerler.
Çay kıyılarında giysi yıkanan kulübe.
Kır, düz olmayan yerler.
Çay kıyılarında giysi yıkanan kulübe.
Çalışma, çalışıp çabalama, emek sarfetme, ceht.
Emek, çalışma
Çalışma, emek.
Arkadaş.
Emek, çalışma
Çalışma, emek.
Arkadaş.
Alçı taşı.
Su kaynağı, pınar
Elçi.
Koku.
Dağ.
İnce uzun tarla.
Sığ, derin olmayan.
Başlıklı maymun.
Su kaynağı, pınar
Elçi.
Koku.
Dağ.
İnce uzun tarla.
Sığ, derin olmayan.
Başlıklı maymun.