Arapça: kal,
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi.
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi.
Bir alaşımdaki madenlerin birbirinden ayırma işlemi
Karışık durumdaki maden ve maddeleri çeşitli özelliklerinden faydalanarak birbirinden ayırma işlemi.
Kullanılamaz duruma gelmiş makinelerin parçalarını ayırma işlemi.
Maden külçelerini eriterek içindeki maddeleri ayırmak.
Kal sözcüğünün yörelerimizde halk dilindeki başka anlamları:
Söz, lakırtı, laf.
Olmamış, ham meyve.
Kırkılmış koyun yünü.
Yahu, anlamında ünlem.
Manda, manda yavrusu.
Olgulaşmamış, sert kayısı, armut.
Olmamış, ham meyve.
Kırkılmış koyun yünü.
Yahu, anlamında ünlem.
Manda, manda yavrusu.
Olgulaşmamış, sert kayısı, armut.
Olgunlaşmamış; çiğ; pişmemiş.
Kökünden söküp atma, söküp çıkarma.
Kökünden söküp atmak, temelinden yıkmak.
Şehirlerde bulunan yarık yer, sil yolları,
Aldatmak, hile ile kandırmak.
Bir tanecik, bir tek (ana babasının biricik çocuğu için).Güherçile.
Yok etmek.
Söz, laf.
Olmamış,
Hoş, iltifat.
Yaşlı,
Kocama.