Eski dilde şartlar, koşullar ...

Şerait,
Arapça şerait.
Şartlar,
Koşullar.
Gidişat, davranış, hal ve hareket.

Ahval ve şerait kelimesini birlikte Mustaf Kemal ATATÜRK Türk Gençliğine hitabesi içinde kullanmıştır. Bugün dahi herkesin tekrar tekrar okuyup bir kez daha düşünmesi gerektiğini bilmelidir. İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Dönbaba, Turnagagası gibi adlarda verilen ve yaprakları ege bölgesinde sebze olarak kullanılan otsu bir bitki ...

İğnelik, 
İğnelik otu,
(Geraniaceae).
Turnagagası,
Çoban iğnesi,
Leylek gagası, Leylek burnu.
Dönbaba,(Erodium Cicutarium).
Itırın. 
Itır çiçeği. 
Dakka otu. 
Erzincan yöresinde Tarakotu denir.
Dönbaba, Turna gagası,Itırın, Leylek gagası, Çoban iğnesi gibi adlar da verilen bu otsu bitkinin yapraklı dalları Ege bölgesinde sebze olarak kullanılır. Kavrularak yemeği yapılır. Sacda pişirilen hamur işi ve böreklerde iç malzemesi olarak kullanılır. Sardunyagillerden, tohumlarının ucunda turna gagasına benzer ince uzun bir uç bulunur. Bitki kumlu topraklarda yetişir. Yaprakları güzel kokulu bir bitkidir. Türkiye'nin her yöresinde bulunan bu bitkinin çiçekleri beyaz ve pembe renkli olup çok güzel kokusu vardır. Boyu 20 cm. civarında olan bu bitki lavanta ve ıtriyatçılıkta çok kullanılır. Haşlaması ishal ve kanamalarda çay gibi içilir, boğaz ağrılarında ise gargara yapılarak bitkisel tedavi amaçlı kullanılır. Kan kesici özellği vardır. Kan şekerini düşürür ve dengeler.
Sebze olarak kullanılacak bitki genç yaşta, çiçeklenmeden önce toplanmalıdır. İğnelik otunun kavurması çok lezzetli olur.  

Dışarıya akıntısı olmayan küçük ve kapalı çukur, çöküntü ...

Kokurdan,
(Halk dilinde).
Çöküntü,
Koyak,
Tava,
Kapalı çukur,
Susuz kapalı alan, Kuyu,
Derin çukur.
Coğrafi bir terim olup ortası çukur alan anlamındadır.
Çöküntü çukurları; kuyu; derin çukur

Dışarıya akıntısı olmayan küçük ve kapalı çukur.
Kuyu gibi olan çukurlar, çöküntüler.
Bulunduğu araziye göre derinlik gösteren hiç bir tarafa akıntısı olmayan kapalı çanak gibi arazi. Biçimi bakımından kapalı çanak şeklindedir. Kenarları dik, tersimi kabil olan çukurlar ve çöküntülerdir.

Yağışlar ve yer altı suları etkisiyle kalker, jips, kayatuzu, dolomit gibi eriyebilen kayaçlaın, kırık ve çatlakların çok olduğu taşların bulunduğu yerlerde, kimyasal aşınıma meydana gelir. Aşınım sonunda oluşan derinlikleri az, genişlikleri fazla olan erime ve çökme sonucu oluşan şekillere karstik şekiller denir. Bu bölgede bulunan çukur, derin çukur, kapalı alan gibi çöküntülere genel olarak halk dilinde kokurdan denir. Kalker platolar üzerinde görülen oval çukurluklardır. Daha çok Toroslar’da görülür.

Aşınma sonucunda oluşan karstik şekillere; Sarkıt, Dikit, Lapya, Traverten, Polye, Çanak, Çöküntü, Mağara, Kuyu, Dolin, Uvala, Kokurdan, Koyak, Tava, Obruk, Düden, Kör vadi v.s. gibi isimler verilir.


Halk dilinde kokurdan kelimesinin anlamı; kalkerli ve karstik özelliği ağır basan yerlerde çukurlukları bol, engebeli arazi.

Eski dilde birbirini vurmak, öldürmek, savaşmak anlamında bir kelime ...

Mukatele,
Arapça mukatele (ﻣﻘﺎﺗﻠﻪ). 
Arapça öldürmek anlamındakii katl kelimesinden türetilmiştir.
Karşılıklı vuruşma, birbirini öldürme, boğazlaşma.
Savaş, harp, kavga.
Öldürüşme, 
Birbirini vurmak, öldürmek. 
Boğazlama,
Kıtal, öldürme.
Sıcak savaş,
Vuruşmak, 
İki taraflı savaşmak.
Niza, ( نزاع ).
Kavga, 
Döğüş.

Birlikten yoksun ve anlaşamayan gemi mürettebatı için kullanılan sözcük ...

Alababula,
Birlikten yoksun ve anlaşamayan gemi mürettebatı için kullanılan sözcük.
İş yapamayan bozuk, anlaşamayan, huysuz gemi mürettebatına verilen ad.
Birbiriyle anlaşamayan, birlik ve düzenlik görülmeyen gemi personeli.
Birbiriyle kavgalı olan, geçinemeyen gemi mürettebatına verilen isim.
Birlikten yoksun ve anlaşamayan gemi mürettebatı için kullanılan denizcilik terimidir.


Esasen sistemli davranış değiştirme yöntemi olarak tanımlanan eğitimdeki karmaşaya alababula denir. Eğitimde psikolojik danışman ve rehberi dinlemeyenlerin yaşadıkları sonuçları herhalde en güzel tanımlayan sözcük alababuladır. Ancak Denizcilikte bu terim ne yapacağını bilmeyen, dağınık gemi personeli demektir.

Denizcilikte iyi bir ekip nerede ne yapacağını bilen ekiptir. İş yapamayan, beceriksiz, bozuk, huysuz mürettabat için en uygun kelimedir. Böyle bir mürettebat ile denizde problemler hiç bitmez.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ