Sersem, ahmak ...

Seme,
Sersem,
Ahmak,
Alık,
Lalak,
Sepelek,

Enzu, Mezopotamya halklarının ay tanrısı...

Enzu,
Mezopotamya halklarının ay tanrısı.

Ramora, Büyük balıkların göğsüne yapışık olarak yaşayan küçük balıklara verilen ad..

Remora,
Ramora,
(Echeneis naucrates)
Yapışkan balığı,
Büyük balıkların göğsüne yapışık olarak yaşayan küçük balıklara verilen ad. Yapışkan balıkları, iri balıklar ve deniz kaplumbağaları, bazen de yunus balıklarının ve gemilerin üzerinde bedava yolculuklara çıkarlar. Bu cisimlere kendilerini kudretli bir vantuz aracılığı ile yapıştırırlar. 

Balığın kafasının tepesinde yer alan bu organ, ortasında 20 veya daha fazla lata bulunan ve kenarları kalkık olan yassı ve oval bir yüzeydir. Bu latalar yükseltilerek bir boşluk meydana getirirler. Aynı zamanda arkaya yönelmiş, minik dikenlerle silahlıdırlar. Bu dikenler, yapışkan balığının, yapıştığı yüzeyden kayıp düşmesini önler.  Bir yapışkan balığı bir yere bir kere yapıştıktan sonra, kuyruğundan çekilerek oynatılamaz. Bunun için, öne veya yana doğru itilmesi, ya da boşluğun yok edilmesi için vantuz'un kenarının kaldırılması lazımdır. 

Yapışkan balığıgiller yüzer yumurtalar yumurtlar. 8 milimetre uzunluğunda olabilen larvaların vantuzları yoktur. Açık denizde başıboş sürüklenirler.

İsale, Suyu, işleme ve dağıtım tesislerine iletme..

İsale,
Suyu, işleme ve dağıtım tesislerine iletme.

Tremolit, İçinde magnezyum, kalsiyum, demir ve alüminyum bulunan doğal silikat...

Tremolit,
Fransızca trémolite.
İng. Tremolite,
İçinde magnezyum, kalsiyum, demir ve alüminyum bulunan doğal silikat.
Yüksek sıcaklıklarda diopside dönüştüğü için metamorfik derecenin bir göstergesidir. 

Tremolit, kalsiyum ve magnezyum yönünden zengindir.

DNA, Kalıtımın maddi temeli olan ve kromozomları oluşturan maddenin kısa yazılışı...

DNA,
Deoksiribo Nükleik Asit,
Kalıtımın maddi temeli olan ve kromozomları oluşturan maddenin kısa yazılışı.

Başrolünü Marlon Brando’nun oynadığı bir film...

Sayonara,
Başrolünü Marlon Brando’nun oynadığı bir film.

Modem, Bilgisayarlar arasında iletişimi telefon hattı yardımıyla sağlayan aygıt.

Modem,
Bilgisayarlar arasında iletişimi telefon hattı yardımıyla sağlayan aygıt.

Birkaç Müslüman bir arada toplu namaz kılmak istediklerinde, içlerinden birinin öne geçerek namaz kılanlara önderlik etmesi..

İmamet,
Arapça: imamet
Birkaç Müslüman bir arada toplu namaz kılmak istediklerinde, içlerinden birinin öne geçerek namaz kılanlara önderlik etmesi.
İmam olma durumu,
İmam olan kimsenin görevi, imamlık.
Din işleri ve devlet başkanlığı, hilafet
Din ve maneviyat önderliği.

Teyemmüm, Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum gibi şeylerle abdest alma...

Teyemmüm,
Tayammum,
Abdest alma,
Arapça teyemmüm,
Arapça, (ﺗﻴﻤّﻢ)

Arapça teymіm sözcüğü, kastetmek anlamındadır. Teymim kelimesinden Teyemmum kelimesi türetilmiştir.
Suyun bulunmadığı veya kullanılmasının mümkün olmadığı durumlarda toprak, kum vb. ile kolları ve yüzü meshetmek suretiyle abdest alma.

Eşlek, Ekvator ...

Eşlek,
İstiva hattı,
Ekvator,
Fransızca équateur,

Yer yuvarlağının eksenine dik olarak geçtiği ve yer yuvarını iki eşit parçaya böldüğü varsayılan en büyük çember, eşlek, istiva hattı,

Ekvator'un çevresi kırk milyon metredir.

Kail, İnanmış, aklı yatmış olan...

Kail,
Mutmain,
İnanmış,
Aklı yatmış olan.
Arapça, kail, (ﻗﺎﺋﻞ) 
İnanmış, aklı yatmış

Eski dilde, Söyleyen.
Arapça kavl sözcüğü, söylemek, kabullenmek, zannetmek anlamında olup buradan türetilmiş.
Razı olmuş, boyun eğmiş.
İnanmış, kabul etmiş.
Söyleyen, diyen, bir sözü nakleden.

At eğitimine ve bu eğitimin yapıldığı yere verilen ad...

Manej,
Fransızca manege.
At eğitimi.
Atların eğitildiği yer.
Bu eğitimin yapıldığı yer.
Binicilik gösterilerinin tümü.
At terbiye etme işi, at terbiyesi.
Atlı gösterilerdeki binicilik gösterilerinin tamamı.
At eğitimine ve bu eğitimin yapıldığı yere verilen ad.

Alaim, İzler, nişanlar ...

Alaim,
Arapça, ﻋﻼﺋﻢ
Arapça, alāmet kelimesinin çoğul şekli alāim.

Alametler, nişanlar, izler,

Leblebici Horhor, Dikran Çuhacıyan’ın, sinemaya da aktarılmış üç perdelik opereti...

Leblebici Horhor,
Dikran Çuhacıyan’ın, sinemaya da aktarılmış üç perdelik opereti.

Sinoloji, Çin dili ve edebiyatını konu alan filoloji dalı...

Sinoloji,
Çin dili ve edebiyatını konu alan filoloji dalı.

Yunan mitolojisinde, Zeus’tan gebe kalıp Tityos adlı devi doğuran kız ...

Elara,
Yunan mitolojisinde, Zeus’tan gebe kalıp Tityos adlı devi doğuran kız.
Elara'nın, mitolojik hikayesinde Gaia'nın bir rolü vardır. Zeus, Kral Orkhomenos'un güzel kızı Elara'ya aşık olur, Elara hamile kalınca da onu kıskanç karısı Hera'dan saklamak için yeryüzünün derinliklerinde saklar. Fakat Elara, bir deve gebedir. Bu nedenle karnındaki çocuk o kadar büyür ki Elara'nın rahminden dışarıya taşarak toprağa karışır. Bu durumda doğuma kadar çocuğu karnında taşıma görevini yeryüzü Gaia devralır. Dev Tityos, doğup büyüyünce Zeus'tan intikam almak adına ilk iş olarak Zeus'un eşlerinden biri olan Leto'ya Hera'nın teşviki veya emriyle tecavüze kalkar.  Leto'nun çocukları Apollon ve Artemis tarafından Dev Tityos, öldürülür. Cezası o kadarla bitmez, Tartaros'ta ciğerlerini söküp yiyen iki akbaba tarafından sürekli işkence altında tutulur. 

Üroloji, İdrar yolları hastalıklarını konu alan tıp dalı...

Üroloji,
İdrar yolları hastalıklarını konu alan tıp dalı.

Katolik inancıyla ters düşen insan ve kitapların engizisyon tarafından törenle yakılmasına verilen ad...

Otodafe,
Autodafe, 
İman hareketi,
Katolik inancıyla ters düşen insan ve kitapların engizisyon tarafından törenle yakılmasına verilen ad.
Katolik inancıyla ters düşen kitap ve insanların engizisyon tarafından törenle yakılmasına otodafe, denir. 

İman hareketi, anlamına gelen ve batı dillerinin tamamına yerleşmiş bu kelimenin aslı Portekizcedir. Portekiz engizisyonu XVI. yüzyılda kitap yakarak otodafe uygulamasına başlayarak kötü bir şöhret oluşturmuş. Günümüzde ise bu namından dolayı Portekiz'de dünyanın en güzel kütüphane ve kitapçılarına sahiptir. Günümüzde, Lizbon'da Coimbra Üniversitesi’nin kütüphanesi ve dünyanın faal en eski kitapçısı, 290 yıllık Bertrand Kitabevi Porto şehrindedir.

Engizisyon;
Latince: inquisitio, soruşturma, 
Katolik Kilisesi'ne bağlı bir mahkeme sistemine Engizisyon deniyor.

Birçok ülkenin gazete ve dergilerinde yayımlanan karikatürleriyle uluslararası bir üne sahip olan ve geçenlerde 87 yaşındayken ölen Arjantinli karikatür sanatçısı...

Mordillo, 
Guillermo Mordillo, 
D. 4 Ağustos 1932 yılında Buenos Aires, Arjantin
Ö. 29 Haziran 2019 Palma de Mallorca, İspanya
Dünyaca ünlü Arjantinli karikatürist.
İspanya’da International Association of Authors of Comics and Cartoons (CFIA) başkanı seçildi. 

1980 yılında İspanya'ya gitti. Burada 18 yıl yaşadı ve Dünyanın en önemli karikatür sanatçılarından birisi, Arjantinli çizer 86 yaşında, hayatını kaybetti. 

1948 yılında gazetecilik okulunda ilüstratör sertifikası aldı. Burone Bruch animasyon ekibinde çalıştı ve aynı zamanda çocuk hikaye kitaplarının çizimlerini yaptı. Yuvarlak hatlı karikatür çizgileriyle popüler oldu. Evli ve iki  çocuk babasıdır. Çizimleri birçok puzzle (yap-boz) da kullanılmış ve dünya çapında satılmıştır. 

Mordillo olarak bilinen Guillermo Mordillo (4 Ağustos 1932 - 29 Haziran 2019 [1]), Arjantinli bir çizgi film ve animasyon yaratıcısı. 1970 yılından sonra en çok yayın yapan çizgi romancılarından biriydi. 

Uluslararası birçok yarışmada da ödülleri;
1969 Gümüş Madalya esprili tasarımları V Uluslararası Bienali az Tolentino
1971 Loisirs Jeunes Ödülü , Paris
1971 Critici En Herba Ödülü , Bologna çocuk kitabı için, Korsan gemisi
1972 ilk Gümüş Madalya Esprili Tasarımların Uluslararası Festivali yılında Saraybosna
1973 Phenix de l’Mizah , Paris
1974 Arjantin Tasarımcıları Derneği Ödülü
1976 El Gaucho Ödülü, Köln
1976 Nakamori Ödülü, Tokyo çocuk kitabı için, Çılgın Kovboy
1977 Yılın En İyi Karikatürist Salon International de l’Mizah Montréal
1977 Palme d’Or 31. Uluslararası Fuarı az Bordighera
1983 Palme d’Or Bordighera 36. Uluslararası Fuarı
1985 Andersen Ödülü Sestri az Levante
1995 Altın Madalya 18. Uluslararası Fuarı, Tolentino Mizah

Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışmasında 1984, 1985 ve 2000 yıllarında jüri üyeliği yapmıştır.

Merdümgiriz, İnsan içine çıkmaktan hoşlanmayan ...

Merdümgiriz,
Mizantrop,
Eski dilde, Merdümgiriz, (ﻣﺮﺩﻡ ﮔﺮﻳﺰ)

Farsçada, merdum, insan anlamına gelir. 

Yine gurіz-girіz kelimesi de kaçan anlamındadır.

Merdum-gurіz, Merdümgiriz ise insanlardan kaçan, çekinen, insanlar arasına karışmaktan, onlarla birlikte olmaktan hoşlanmayan (kimse), mizantrop.

Merdümgiriz olma durumu, insanlardan uzak durma
Farsça merdumgiriz,
İnsan içine karışmaktan hoşlanmayan,
İnsanlardan kaçan (kimse), mizantrop.

Akarak, Çin’de yaşayan Uygur Türklerinin bir içkisi...

Akarak,
Çin’de yaşayan Uygur Türklerinin bir içkisi.

Sinofobi, Çin’den ve Çin mallarından korkma...

Sinofobi, 
Çin’den ve Çin mallarından korkma.

Çin’de 7. yüzyılda Moğol istilacılara karşı geliştirilen bir dövüş tekniği...

Şaolin, 
Çin’de 7. yüzyılda Moğol istilacılara karşı geliştirilen bir dövüş tekniği.
Çin’de VII. yüzyılda Moğol istilacılara karşı geliştirilen bir dövüş tekniği.

Çin dövüş sanatları;
Kung fu,
Pinyin,
Wushu,
Şaolin - Shaolinquan,

Çin'de yüzyıllar boyunca geliştirilen yüzlerce dövüş sanatı vardır. Bunlardan Şaolin dövüş tekniği, beş hayvan taklidini içerir. 

Kayalık dağ,

Abel,
Taşlık dağ, 
Kayalık dağ, 
(Taş için) çok sert.

Çok sert taş ki, kırmızı, beyaz veya siyah renkli olur.

Abel kelimesinin diğer anlamı;
Ak, beyaz.
Ağaç yaprağının dökülmesi.
Yassı ve enli yaprak.

Ahbel, Divane, deli.

Taşlık dağ,

Abel,
Taşlık dağ, 
Kayalık dağ, 
(Taş için) çok sert.

Çok sert taş ki, kırmızı, beyaz veya siyah renkli olur.

Abel kelimesinin diğer anlamı;
Ak, beyaz.
Ağaç yaprağının dökülmesi.
Yassı ve enli yaprak.

Ahbel, Divane, deli.

Gökova körfezinin güney kıyısında doğal güzelliğiyle ünlü bir koy...

Bördübet, 

Bördübet koyu,
Amazon Koyu olarak da bilinir.
Börbüdet Koyu, Muğla ili, Marmaris ilçesindedir. Marmaris merkeze yaklaşık olarak 1 saat uzaktadır. Marmaris' in 28 km kadar kuzeybatı yönündedir. Koy, Marmaris ilçesine ait olan Hisarönü Mahallesinde yer almaktadır.

Gökova körfezinin güney kıyısında doğal güzelliğiyle ünlü bir koydur. Marmaris-Datça yolunun 29. km’ sinden sağa bir toprak yola girerseniz. Bu yol sizi Gökova Körfezi’ ne, körfezin eşsiz köşelerinden biri olan Bördübet Koyu’ na götürecektir. Yolda hemen aracınızı bir kenara çekip denize girmeye davet eden küçük koylar göreceksiniz. Ama bunları geçebilirsiniz. Biraz sabredip çok daha güzel yerlere ulaşabilirsiniz. Yol 9 km sürüyor.  

Bördübet Koyu, çevredeki en güzel ve bakir koylardan biri. Sadece bir kamping ve otel var. Bu tesisler de çevreye çok duyarlı kişilerce yönetiliyor. Koy ve çevresi 1. derecede doğal SİT, her türlü yapılaşma yasak. 

Denizden dere gibi bir koy giriyor içerilere, izliyorsunuz gerçekten dere oluyor sonunda. Yatlar biraz içerilere, daha küçük tekneler derenin ta içlerine kadar girebiliyorlar. Doğal bir liman,fırtınalarda güvenli bir sığınak. 

Planya, Ağaç rendelemekte kullanılan uzun marangoz rendesi...

Planya,
Ağaç rendelemekte kullanılan uzun marangoz rendesi.

İspiriz, Van’ın güneydoğusunda yüksek bir dağ kütlesi.

İspiriz,
Van’ın güneydoğusunda yüksek bir dağ kütlesi.

Tarantula, Güney Avrupa’da yaygın iri bir örümcek cinsi...

Tarantula,
Güney Avrupa’da yaygın iri bir örümcek cinsi.

Tarantula,
İtalyanca Taranto, Tarantola,
Lycosa cinsinden bir örümceğin özel adıdır. Lycosa familyasından Lycosa tarantula.
Güney Avrupa’da yaygın iri bir örümcektir.

Sarık…

Destar,
Sarık, 
Farsça, دستار
Suvluk,
Salde,
Mişvaz,
Pansuman,
Sargı, 
Sarık,

Arapça, İmame.
Farsça, Destar.

Pamuklu veya ipek kumaştan yapılmış, doğrudan başa, fes, kavuk gibi bir başlığın üzerine sarılan kumaştan baş örtüsü.
Sih ve müslüman toplumlarında, genellikle Asya ülkelerinde yaygındır.
Türkçede sarık dendiğinde özel olarak Osmanlı'da kullanılan, fes veya kavuk üzerine sarılan sarık türü kastedilir.
Sarık pek çok Avrupa dilinde turban olarak anılır. 
Sarık sarılış biçimine göre burma, silme, dardağan, dolama, örfi, şekeraviz, kafesi gibi adlar alır.

Bu kelimenin kökeni Farsça dulband sözcüğüne dayanır. 
Türkçeye tülbent olarak geçen kelime Fransızcaya turban olarak geçmiştir.
Fransızcadan Türkçeye geçen türban kelimesi ise Türkçede kadın başörtüsü anlamında kullanılır.
Kavuk, 
Külah, 
Takke ve fes gibi bir başlıkla üzerine sarılmış ince uzun tülbent, ağbani veya şaldan meydana gelir. 

Başı aşırı sıcaklıktan koruma ve vücut ısısını muhafaza etme özelliği sebebiyle gündüzleri sıcak, geceleri soğuk olan karasal iklimin hüküm sürdüğü çöl ülkeleriyle Hindistan’da yaygındır. 
Sarığın Arapça’da pek çok adı bulunmakta, bunlar arasından daha ziyade imame (Farsça ve Türkçe’de amame) kelimesi kullanılmaktadır. 

Hz. Peygamber Mekke’nin fethi sırasında siyah sarık (imame sevda) giymiştir.

Başa giyilen kavuk, sikke, külah, börk, fes ve başka serpuşlar üzerine sarılan tülbent, ağbani, şal gibi kumaş ve bezler. 

Başlık Üzerine Sarılan Sarık, Amane,

Mutancana’ya benzeyen Edirne’ye ait olan bir Osmanlı yemeği ..

Zirva,
Zirva yemeği,
Mutancana isimli yemeğe büyük benzerlik gösteren kuzu eti ve meyveler ile yapılan bir yemek. 
Kuşbaşı kuzu eti ve meyveler ile hazırlanan bu yemek hem Osmanlı mutfağını hem de Mevlevi mutfağını çağrıştırıyor. 

Malzemeler;
500 gr kuzu eti (Kuşbaşı), 
200 gr badem, 
1 küçük salkım üzüm, 
100 ml bal, 
10 kuru kayısı, 
2 kuru incir, 
3 kuru kara erik, 
Tuz,

Yapılışı;
Kuşbaşı, kuzu eti ile yapılır. Etleri küçük kuşbaşı kesin, 3 yemek kaşığı su ilave edip ateşin üzerinde etin rengi değişene kadar pişirin. Etlerin rengi dönünce yarım su bardağı su ilave edin. Piştikten sonra tuzunu ekleyin. Isıtılmış balı, soyulmuş ve az haşlanmış bademi, ince doğranmış, az haşlanmış kayısıyı, soyulmuş ve çekirdekleri çıkarılmış üzümü, soyulmuş eriği ete katın. Yemeği, helmeleneninceye kadar ateşin üstünde karıştırın. Yaklaşık 2 saat civarında pişirdikten sonra servis edebilirsiniz.

İçinde kuru erik, kuru incir, kayısı, üzüm gibi birtakım meyveler olan bu yemeğin en güzel özelliği ramazanda yapılmasıdır. Ramazan'da imarethanelerde dağıtılır. 

Portekiz’de bir kent....

Evora,
Portekiz’de bir kent.
Portekiz, 1500-1800 yılları arasında güçlü bir denizcilik imparatorluğuna sahip olmuş, İspanya sınırındaki İber Yarımadası' ndaki bir güney Avrupa ülkesidir.  
Atlantik Okyanusu'ndaki konumu ile kültürünün merkezi olmuş. 

Tuzlu morina balığı ve ızgara sardalye yemekleri ile ünlüdür. Algarve'nin plajları ise ülkenin en güzel yerlerindendir. 
Önemli şehirleri;
Braga, 
Coimbra, 
Evora, 
Lamego,  
Lizbon (Başkent), 
Porto, 
Silves, 
Viseu.

Osmanlı mutfağına özgü elmalı ve köfteli bir tencere yemeği ...

Mersmuye,
Osmanlı mutfağına özgü elmalı ve köfteli bir tencere yemeği.

Stefanos Yerasimos’un tarifiyle Mersmuye yapılışı;
Malzemeler;
500 gr. koyun budu
4 çorba kaşığı nebati yağ
2-3 soğan
200 gr. haşlanmış nohut
1 /1 dl koruk suyu
200 gr. kıyma
3 elma 
100 gr pirinç
Tuz
Nane
1 diş sarımsak

Yapılışı;
Soğanı ince doğrayıp, küçük kuşbaşı kesilmiş et ile birlikte yağda kavurun, 1 dl. sıcak su ilave edip pişmeye bırakın. Et pişince koruk suyunu ekleyip bir taşım kaynatın.
Kıymadan fındık büyüklüğünde köfteler hazırlayıp, elmaları ince dilimleyin ve daha önce ıslatılmış pirinçle birlikte tencereye ilave edin, tuzunu koyun, pişirin.
Üstüne ezilmiş 1 diş sarımsak ekleyip, taze nane serpin.

Bazı Osmanlı yemekleri;
Çeşidiyye, 
Hazariyye, 
Merserem, (koyun etiyle yapılan bir yemek)
Medfune, 
Mersmuye, (elmalı ve köfteli bir tencere yemeği),
Mutancana,
Nirbac, (havuç ve koyun etiyle yapılan bir tür yemek)
Piyaziyye.
Raşidiyye, 
Reştiye, (tulum peyniri, ceviz, maydanoz ve kırmızı biberle yapılan erişte yemeği)
Rummaniyye,
Tüffahiyye.
Zirva, (Kuşbaşı kuzu eti, badem, salkım üzüm, bal, kuru kayısı, kara erik ile yapılan bir tür yemek)


Bossanova, Brezilya kökenli bir dans ve müzik...

Bossanova,
Brezilya kökenli bir dans ve müzik.

Kopiluvar, Endonezya’da yaşayan bir hayvanın dışkısından elde edilen, dünyanın en değerli kahvesi...

Kopiluvar,
Endonezya’da yaşayan bir hayvanın dışkısından elde edilen, dünyanın en değerli kahvesi.

Kuyumculara taslak hazırlayan kimse...

Sadekar,
Kuyumculara taslak hazırlayan kimse.
Altın ve gümüş gibi değerli madenlerin üzerlerine herhangi bir süs işlemi yapılmaksızın öze bağlı kalınarak yapılan sanat. 

Sadekari; Tamamen altın ya da gümüşten yapılmış, değeli taşlarla süslü olmayan, kuyumculuk işleri.

Aretas, İstanbul’daki Göksu Deresi’nin antik dönemlerdeki adı...

Aretas,
İstanbul’daki Göksu Deresi’nin antik dönemlerdeki adı.

Araplarda silah kullanma ustalığına verilen ad...

Rimaye,
Araplarda silah kullanma ustalığına verilen ad.
Remy, Rimaye,
Silah kullanma
Ok atmayı ve ok atma yarışını ve 
Her türlü atıcılık ve atış yarışlarını ifade eder.

Arabistan dini çok tanrılı bir putperestlik. 
Araplarda, Bir insanın mükemmel sayılabilmesi için üç şart aranırdı. 
  • Belagat, duygu ve düşünceleri açık ve etkili olarak anlatma, 
  • Rimaye, silah kullanma, 
  • Furuiye binicilik.


Ünsiyet, Ahbaplık, arkadaşlık...

Ünsiyet,
Ahbaplık, arkadaşlık.

Kuru ve pullu küçük leke ve kabarcıklar halinde deri lezyonu...

Pianit,
Kuru ve pullu küçük leke ve kabarcıklar halinde deri lezyonu.

Bitkisel, hayvani yada madeni maddelerin karışımından yapılan macun, panzehir...

Tiryak,
Eski dilde, tiryakı,
Arapça tiryak (تِرْيَاقْ).
Farsça tiryak (ﺗﺮﻳﺎﻛﻰ).
Afyon.
İlaç.
Panzehir.
Tesirli ilaç,
Etkili ilaç.
Nuşdaru,
İarap.
İlaç, panzehir.
Güçlü derman, ilaç.
İlaç olarak kullanılan bir çeşit yağ.
Hayvani, nebati ve madeni maddelerin karışımından meydana gelen, sancıya, öksürüğe, yılan ve akrep sokmasına, bazı hastalıklara ve zehirlenmeye karşı kullanılan afyonlu macun, panzehir, antidot.
Derde deva, en etkili çare.
Eskiden birçok hastalığın tedavisinde kullanılan, macun kıvamında ilaç.
Bitkisel, hayvani yada madeni maddelerin karışımından yapılan macun, panzehir.
Zehirlenme veya hastalıklardan hemen şifa bulmağa vesile olan ilaç.

Tiryaki:
Afyona alışmış olan, afyon düşkünü (kimse), afyonkeş.
Tütün, kahve vb. keyif verici maddeleri içmeye alışmış olan, bunlara düşkün olup bulamadığı zaman arayan (kimse).
Bir şeye çok alışmış olup vazgeçemeyen kimse.

Starets, Eski Rusya'da halk tarafından peygamber ya da keramet sahibi sayılan keşiş ve azizlere verilen ad ...

Starets, 
Eski Rusya'da halk tarafından peygamber ya da keramet sahibi sayılan keşiş ve azizlere verilen ad .

“Lekelihumma” da denen ateşli ve tehlikeli bir hastalık...

Tifüs,
Yanıkara,
Yankın,
Lekelihumma, 
Ateşli ve tehlikeli bir hastalık.
Lekeli humma, 
Bitle geçen, ortalama 15 gün süren, vücutta pembe lekelerle beliren ateşli ve tehlikeli bir hastalık türüdür. 

İktibas, Bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça...

İktibas,
Arapça iḳtibas,
Arapça, (ﺍﻗﺘﺒﺎﺱ)
Kabs, ateş almak, fiilinden türetilen iktibas.
Bir söz veya fıkrayı aynen veya anlam olarak kendi söz veya yazısına aktarma.
Alıp faydalanma
Alıntı,
Bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça.
Eskimiş Ödünç alma.
Eski dilde Ödünç alınan şey,

Lansman, Bir ürünün pazara verilmesi ...

Lansman,
Bir ürünün pazara verilmesine Lansman denir. 
Lansman, lanse etmek, sunmak gibi eş anlamlı sözlerle de ifade edilebilir.

Lojistik tesislerde, ürünlerin yerinin değiştirilmesi, paket yapısının bozulup yeniden oluşturulması, kap boyutlarının değiştirilmesi, kontrol edilmesi, etiketleme, streçleme gibi işlemlerin tamamı için kullanılan bir terim ...

Elleçleme,
İng. Handling,
Lojistik tesislerde, ürünlerin yerinin değiştirilmesi, paket yapısının bozulup yeniden oluşturulması, kap boyutlarının değiştirilmesi, kontrol edilmesi, etiketleme, streçleme gibi işlemlerin tamamı için kullanılan bir terim. 
Bu işlemler Gümrük gözetimi altındaki eşyanın asli niteliklerini değiştirmeden yapılır.

Gümrük gözetimi altındaki eşyanın asli niteliklerini değiştirmeden  istiflenmesi, yerinin değiştirilmesi, büyük kaplardan küçük kaplara aktarılması, kapların yenilenmesi, tamiri, havalandırılması, karıştırılması ve benzeri işlemler için kullanılır. Gümrük yönetmeliğinin 63 sayılı ekinde elleçleme işlemlerinin neler olduğu ayrıntılı olarak belirtilmiştir. 

Elleçleme işlemlerinin yapılabilmesi için, eşya sahibinin yada temsilcisinin gümrük idaresine yazılı olarak müracat etmesi gerekir. Ancak eşyanın antrepo rejimine tabi olması dumunda elleçleme müracatları yetkilendirilmiş gümrük müşaviri vasıtasıyla  yapılır. 

Geçici depolama yerleri ve antrepolarda, elleçleme işlemlerinin yapılabilmesi için gerekirse ayrı bir bölüm de tahsis edilebilir. Her türlü ürün için ele alınması gereken 4 boyut vardır. 
  1. Hareket,
  2. Miktar,
  3. Zaman 
  4. Hacim. 
Ürünlerin herhangi bir depo veya alan içerisinde kısa mesafeli hareketlerinin verimli bir şekilde hareket, miktar,  zaman ve hacim boyutları ele alınarak ayrıştırılması ve sevk alanına veya araçlarına ilgili ekip ve ekipmanla taşınmasıdır.

Eliböğründe, Geleneksel Anadolu Türk konut mimarlığında, ahşap yapılardaki çıkmaların altına çapraz olarak konan destek...

Eliböğründe,
Geleneksel Anadolu Türk konut mimarlığında, ahşap yapılardaki çıkmaların altına çapraz olarak konan destek.


Tabularasa, İnsan zihninin deney edinmeden önce, üzerine hiçbir şey yazılmamış bir tabletten farksız olduğunu belirtmek için kullanılan deyim.

Tabularasa,
İnsan zihninin deney edinmeden önce, üzerine hiçbir şey yazılmamış bir tabletten farksız olduğunu belirtmek için kullanılan deyim.

Avoha, Madagaskar'da yetişen ve kağıt yapımında kullanılan bir bitki ...

Avoha,
Madagaskar'da yetişen ve kağıt yapımında kullanılan bir bitki.

İkfa, Aralarında ses benzerliği bulunan iki değişik harfin, kafiyenin son harfi olarak kullanılması ...

İkfa,
Aralarında ses benzerliği bulunan iki değişik harfin, kafiyenin son harfi olarak kullanılması.

Borçlunun ödeme gücünü kaybetmesinden dolayı borçlarının tümünü veya bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etmesine verilen ad ...

Moratoryum, 
Moratoryum, borçlunun ödeme gücünü kaybetmesinden dolayı borçlarının tümünü veya bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etmesine Moratoryum adı verilir. 
İng. Moratorium,
Frn. Moratoire,
Alm. Moratorium.

Latincedeki geciktirme anlamına gelen mora kelimesi ve moratorius sözcüklerinden türetilmiştir. Vadesi gelmiş borçların yasayla, mahkeme ilamıyla, anlaşma ile ertelenmesine moratoryum denilir. Bu süreç genellikle borçlu ve alıcı arasında borcun yeniden yapılandırılması, borçların vadelerinin uzatılması ile sonuçlanır.

Bu durum genellikle devletler için dış borçlarından kaynaklı söz konusudur. Ayrıca uluslararası hukukta devletler tarafından bir durumun hatırlatılması amacıyla ilan edilen kararlara da moratoryum denilir.


Devletler de içine düştükleri yoğun döviz dar boğazı dolayısıyla dış borçların anapara ve faizlerini ödeyemeyeceklerini ilan edebilirler. Moratoryumda borç ortadan kalkmaz, ödemeler ertelenir, faiz oranları yeniden belirlenir.

Osmanlı İmparatorluğu 1875 yılında moratoryum ilan etmiş ve 1881’de Duyun-i Umumi idaresi kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti de 1958 yılında moratoryum ilan etmiştir.

Atuf, Çok esirgeyici, merhametli ...

Atuf,
Arapça, Atuf - atûf,
Çok acıyan, pek merhametli.  
Çok esirgeyici, merhametli.
Çok şefkatli, pek merhametli olan Allah.  
Karşılıksız seven ve acıyıp esirgeyen .

Seçiciler kurulu ...

Jüri, 
Frn. Jury,
İng. Jury,
Alm. Jury,
Lat iurare, 
Yargı heyeti,
Hakem heyeti. 
Müntehib hakimler,
Seçiciler kurulu.
Herhangi bir mesele için hüküm vermek üzere toplanan heyet, cemaat.
Mahkeme etmek, yemin etmek.

Lat ius, iur, yasa, töre, yasak .
Herhangi bir mesele için hüküm vermek üzere toplanan yetkili kurul.
Bir mesele hakkında hüküm vermek için toplanan heyet.
İngiliz yargılama sisteminde yer alan ve diğer bazı ülkelerde de uygulanan, mahkeme esnasındaki konuşmalara ve delillere göre sanığın suçlu olup olmadığına karar verecek olan halktan kimseler topluluğu.
Bir konuda sınama, değerlendirme veya eleme yapmak üzere, alanında yetkin olduğu kabul edilen en az iki kişinin bir araya gelip oluşturdukları karar organı.

Anarya, Geri vites kolu ...

Anarya, 
Geri vites kolu.

İndi, Herkesçe kabul edilebilecek bir temele değil de kişisel görüşe dayanan ...

İndi,
Herkesçe kabul edilebilecek bir temele değil de kişisel görüşe dayanan.
Herkes tarafından kabul edilebilecek bir temele bağlanmayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan.

Kişisel özellik.
Nitelik, 
Hasep.

Milli Emniyet Hizmeti yerine kurulan, Türkiye'nin resmi istihbarat örgütünün kısaltma adı ...

MİT,
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), 
İstihbarat teşkilatı.
Kuruluş Tarihi, 22 Temmuz 1965,
Ulus, Ankara
Türkiye'nin resmi istihbarat örgütüdür.
Milli Emniyet Hizmeti yerine, 1965 yılında kurulmuş. 

Önceki örgütler;
Müsellah Müdafaa-i Milliye (1921-1923)
Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti (1926-1965)

MİT, Türkiye Cumhurbaşkanlığı'na bağlı olarak görev yapar.  Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine karşı içten ve dıştan gelecek mevcut ve olası tehditler hakkında bilgi toplamak, önlem almak ve gerekli durumlarda ilgili makamları uyarmakla görevli teşkilattır.

Devletin milli güvenliği ile ilgili her konuda istihbaratın tek elde toplanabilmesi amacıyla, TBMM tarafından 22 Temmuz 1965 tarihinde 644 sayılı kanun ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) olarak kuruldu. MİT, bir Müsteşar tarafından yönetilmesi ve Müsteşarın, kanun ile belirlenen görevlerin yerine getirilmesinde sadece Başbakan'a karşı sorumlu olması öngörüldü. 

Bu konular ile ilgili olarak, 1 Kasım 1983 tarihinde 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu çıkarıldı. Kanun 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe girdi. 

Recül, Bir işin ustası olan kimse...

Recül,
Arapça, recul, (ﺭﺟﻞ) 
Erkek,
Yetişkin erkek,
Eski dilde Yetişmiş, ergin erkek.
Arapçada recül,
Bir işin ehli. 
Er kişi, Adam.
Erbab, Erbap.
Feriştah,
Abesi,
Bir işin ustası.
Bir işin ustası olan kimse.
Bir işi en iyi yapan kişi, usta.
İşin ehli olan kimse, bilgi ve ihtisas sahibi, erbap.

Bir hekimin ustalığı, mahareti, Hazakat, 
Becerikli, usta, Mahir,
Bir işi ustalıkla yapan, usta, mahir, sanatkar.

İzi, Şamanist Türklerde doğal nesnelerde bulunduğuna inanılan ruhlara verilen ad...

İzi,
Şamanist Türklerde doğal nesnelerde bulunduğuna inanılan ruhlara verilen ad.

Güney Amerika’da yetişen, tohumu gıda ve kozmetik sanayisinde kullanılan, baklagillerden bir bitki.

Tara,
Güney Amerika’da yetişen, tohumu gıda ve kozmetik sanayisinde kullanılan, baklagillerden bir bitki.  

Pers'lerin ay tanrısı...

Mao,
Lebhana.
Leukothea.
Perslerin ay tanrısı.
Pers Ay tanrıçası,

Kua, Madagaskar’da yaşayan bir guguk kuşu...

Kua,
Madagaskar’da yaşayan bir guguk kuşu.

Yoğurt, pekmez gibi koyu şeyleri suyla inceltmek...

Özemek,
Halk ağzında özemek.
Yoğurt, pekmez gibi koyu şeyleri suyla inceltmek.
Yoğurt, pekmez vb. şeyleri sulandırmak.
Yoğurt, pekmez vb. koyu şeyleri suyla inceltmek, sulandırmak.
Yoğurt vb. şeylerle yabancı bir öğeyi karıştırarak yoğurmak.
Koyu, katı nesneyi sulandırarak cıvıtmak.
Tadını çıkararak yemek, içmek.
Un vb. nesneler katarak sıvıları koyulaştırmak.
Hamur ya da çamuru yoğurup özlendirmek.

Özemek sözcüğünin yörelere göre başka anlamları;
Savsaklamak, uzatmak.
Sözü yineleyerek gereğinden çok uzatmak, gevelemek.
Eskiyen çorabı örerek onarmak.
Taranmış yünü yuvarlayarak boru gibi yapmak.
Cıvımak.
Sözü uzatmak.

Bir tür gevrek kurabiye...

Krokan,
Bir tür gevrek kurabiye.
İng. Brittle, 
Fra. Croquant 
Çıtır, 
Toz şekerin ocak üzerinde karamelize edilirken çeşitli meyvelere bal ilave edilmek suretiyle soğutularak ve kalıplandırarak elde edilen gevrek, kıtır yiyecektir.

Krokan Tarifi;
Malzemeler: 
1 su bardağı toz şeker, 
1 su bardağı karışımı;  fındık, ceviz, badem. 

Cevizleri, fındıkları, bademleri çok büyük olmayacak şekilde doğrayalım.  Tencereye toz şekeri koyalım ve orta ateşte, tamamen eriyene kadar karıştıralım. Toz şekerimiz akışkan kıvama geldiğinde, ocağın altını kapatalım ve  içine ceviz, fındık, badem karışımını ilave edip, iyice karıştıralım.

Fırın tepsisine yağlı kağıt serelim ve hazırladığımız krokanımızı tepsiye döküp, spatula yardımıyla düzeltelim.  En az 1 – 2 saat bekletelim ve elimizle kırıp servis yapalım.  
Krokanı, şeker gibi kapaklı bir cam kavanozda muhafaza ediniz. 

Boyuna iki düşey düzlem arasında inşa edilmiş kemer parçası...

Ano,
Boyuna iki düşey düzlem arasında inşa edilmiş kemer parçası...

Sert, şiddetli, katı...

Anif,
Anif, 
Arapça anif 
Eski dilde, Sert, kaba,

Steif,
Katı, sert,
Eğilmez, bükülmez,
Şiddetli, sert,
Ağdalı, koyu,
Resmi,

Perese, Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları çekül ipi...

Perese,
Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları çekül ipi.

Romans, Şarkı türünde ve piyano için hazırlanmış beste...

Romans,
Şarkı türünde ve piyano için hazırlanmış beste.

Dost, arkadaş...

Enis,
Arapça, Enis (انيس ).
Barışık,
Adeş,
Sevgili, yar.
Dost, Arkadaş.
Birini riyasız ve samimi duygularla seven, her bakımdan kendisine güvenilir kimse, enis. 
Aralarında yakınlık bulunan.

Enis, Dost kelimesinden türetilmiştir. 
Sevilen insan, muhib, yar.
Evlilik dışı ilişki kurulan kadın veya erkek.
Erkek veya kadın sevgili, maşuk, mahbub, maşuka, mahbube.
Ahbab.
Yakın arkadaş. 

Dost,
Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse, düşman karşıtı,
Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo.
Sahibine sevgi gösteren hayvan.
Bir şeye aşırı ilgi duyan, koruyan kimse
İyi geçinen, aralarında iyi ilişki bulunan, arkadaş.
Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, bacanak, eş, yâren, yoldaş.
Bir ortamda birlikte bulunanlardan her biri, hempa, refik

Enis kelimesinin diğer farklı anlamları;
Sulu ve ağaçlı yerlerde bulunan ve sesi gayet hoş bir kuş.
Yaban horozu anlamında da kullanılır.

Güney Amerika’da yetişen, tohumu gıda ve kozmetik sanayisinde kullanılan, baklagillerden bir bitki...

Tara,
Quinoa,
Kinoa,
Quinoa,
(Chenopodium Quinoa), 
Kırmızısüpürge otu,
Kinoa; Peru’ da, İnka’ lar tarafından yetiştirilen antik bir tahıl türüdür. 
Quinoa, İnkaların besleyici gıda kaynağıdır. 
Güney Amerika’da yetişen, tohumu gıda ve kozmetik sanayisinde kullanılan, baklagillerden bir bitki.

Artvin’in Şavşat ilçesinde bir yayla...

Velat,
Arsiyan,
Artvin’in Şavşat ilçesinde bir yayla.

Velat Yaylası, Artvin ili Şavşat ilçesi Kayadibi ve Pınarlı köylerine ait bir yayladır. 
Arsiyan yaylasının bitişiğindedir. 
Ilıca ve Pınarlı köyleri arasında kalır.

Dirayet, Yetenek, beceriklilik...

Dirayet,
Yetenek, 
Beceriklilik.
Zeka,

Hıdrellez’de genç kızların ve kadınların mâni çekerek baktıkları fal. ..

Mantıvar,
Hıdrellez’de genç kızların ve kadınların mâni çekerek baktıkları fal.
Anadoluda genç kızların ve kadınların, bir torbadan mani çekerek baktıkları fal.

İdrarda safra pigmentlerinin yokluğu...

Akolüri,
İng. acholuria, 
İdrarda safra pigmentlerinin yokluğu.
Pigment, Boyar madde.

Akolürik sarılık,
Glukuronik asitle birleştirememiş olan safra pigmentinin böbreklerden atılamaması sonucu biçimlenen sarılık.


İdrarda safra bulunması ...

Koluri,
İdrarda safra bulunması.

Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklarıyla kokulandırılmış acımtırak bir içki..

Amer,
Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklarıyla kokulandırılmış acımtırak bir içki.
Kokulandırılmış acımtırak bir içki
Acımtırak bir içki türü.
Çok zaman yaşayıp kalmak. 
Muammer olmak. 
Amr, ömr, imaret.
Muammer eylemek. 

Yaşlı kişi. 
İhtiyar. 
Uzun ömürlü ya da çok yaşlı insanlar için amer sözcüğü kullanılır.

Laik yaşama ait, dinden bağımsız olan ...

Seküler,
Fransızca, séculier,
İngilizce, secular,
Laik yaşama ait, dinden bağımsız olan.
Laik duruma getirme, dinden bağımsızlaştırma. 

Dünyevi olanı belirtir ve dünyanın nesnel halinin göz önünde tutulması demektir.
Siyasi anlamda, sekülerizm din ve devletin ayrılması olup teokrasinin zıttıdır.
Yüzyıllık, yüzyılda bir olan.

Seküler,
Sekülerizm
Sekülarist,
İngilizce secularist, 
Felsefede Dünyacılık yanlısı, dünyacı karşılığı kimse demektir.

Toplumda ahiretten ve diğer dini, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. Laiklik, dini kişi ve kurumların devletin işleyişine ve devlet kurumlarına müdahale etmemesi, devletin de din işlerine karışmaması anlamına gelir. Dünyacılık, Bireysel katılımı önemli gören, dinin devletten ayrı ve özerk olmasını savunan öğreti.

Latince Saeculum, nesil veya yüzyıl anlamına gelir. Bu sözcük Hristiyan Latincesinde ise dünya anlamında kullanılmıştır. Türkçeye Fransızca sécularisme sözcüğünden türeyerek geçmiştir.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ