Ambar, kiler...

Haro,
Kiler,
Farsça: kilar.
Rumca: kellari.
Ambar,
Ambar içindeki erzak konan bölmeye verilen ad.

Tahıl ambarındaki bölmeler.
Ambar ya da samanlık içindeki bölme.
Kilerde tahıl, un konulan derin bölüm.
Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap.
Yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap.
Erzak ve yiyecekleri saklamaya mahsus oda.

Doğu Karadeniz Bölgesinde ise genelde kiler ya da tahıl ambarı olarak kullanılan tahtalardan yapılan dört direkli küçük eve Nalya yada Serender adı verilir.

Haro sözcüğünün başka anlamları:
Değirmende unun yapıldığı yer.
Saç.

İtalyan mutfağına özgü bir tür pirinç pilavı...

Risotto,
İtalyan mutfağının mihenk taşlarından risotto, pirinçlerin nişastasını salmasıyla ortaya çıkan kremasıyla benzersiz bir yemektir. Risotto için en önemli doğru pirinci yani Arborio türü pirinci kullanmak önemlidir. Arborio pirinci pişerken nişastasını saldığından kremamsı bir yapı oluştururur ama içi hafif diri kalır ki bu da risottoya o çok sevdiğimiz lezzetini katar. En önemli konu ise mutlaka sıcak sebze, et veya balık suyu kullanmaktır. 

Genel olarak soğan, yağda kavrularak yumuşatılır, ardından pirinç eklenir, rengi saydamlık kazanıncaya dek iyice karıştırılır. Pirincin yağa bulanması, nişasta salması bakımından önemlidir. Risotto ustaları, bu noktanın önemle altını çizer. Bu işlemin ardından et suyu ve şarap azar azar eklenir. Sıvının ısısı, pirinçlerin cızırdamasını engellemeyecek kadar sıcak olmalı, ancak kaynar olmamalıdır. Sıvı eklendikçe risottoyu devamlı karıştırmalıyız. Son olarak da risotto pişer pişmez yenmeli, asla tekrar ısıtılmamalıdır.

Kullanılan Malzemler; 2 su bardağı Arborio pirinci; 1 orta boy soğan, 3 diş sarımsak, 300 gr taze mantar; 1 tutam ince kıyılmış maydanoz, ½ bardak beyaz şarap; 4 kaşık zeytinyağı; 2 kaşık tereyağ, 50 gr rendelenmiş parmesan peyniri, 6-7 bardak sıcak sebze veya et suyu.

Devlet örgütündeki bozuklukları ve unların düzelebilmesi için alınması gereken önlemleri açıkladığı risaleleriyle tanınmış Osmanlı devlet adamı...

Koçi Bey,
Asıl adı Mustafa.
Osmanlı padişahı Dördüncü Murat ve kardeşi İbrahim’ e sunduğu risaleleri ile tanınan Osmanlı devlet adamı. Asıl adı Mustafa olduğu söylenir. Gençliğinde Rumeli’ de Görice kasabasından devşirilerek Enderun Mektebine alınmıştır. Sultan Dördüncü Murat (1623-1640) devrinde hasoda' ya alındı. Padişahın itimadını kazanarak musahibi oldu. 

Devlet idaresinde gördüğü yolsuzlukları 1631 yılında rapor halinde padişaha arz etti. Sultan İbrahim’in de musahip ve sırdaşı oldu ve ona da risaleler sundu.

İnsan organizmasında az miktarda bulunan aminoalkol...

Kolin,
(Choline).
Amino Alkol.

Bir amino alkol olan kolin [HO-CH2-CH2-N+(CH3)3] de bir kuarterner amonyum bileşiğidir. Hayvan ve bitkilerde serbest ve bağlı olarak bol bulunur. Kolinin bir asetik asit esteri olan asetil kolin [CH3-COO-CH2-N+(CH3)3], sinir sisteminde önemli etkileri olan doğal bir maddedir. Vücut beslenmesinde gerekli olan renksiz bazik madde, kolin (C5H15O2N). Andreas Strecker tarafından 1862 keşfedilmiştir.



Hıristiyan ermişlerine verilen san ...

Aya, 
Aya, (Roma)
Yunancası, ἅγιος
Aziz (Erkek) ,
Azize (kadın) ,
Arapça kökenli aziz sözcüğü ermiş anlamına gelir.
Hıristiyan ermişlerine verilen san.
Hristiyanlıkta iyilikleriyle tanınmış kutsal kişi.
Hristiyan toplumu için önemli işler başarmış, üstün ahlaklı kişiler kilise tarafından aziz ilan edilebilir. 
Dünyanın en büyük dinlerinden olan Hıristiyanlık bugün Katolik, Ortodoks ve Protestan kiliselerinden teşekkül eder.

Hıristiyanlık, İsa Mesih anlayışı üzerine temellenen bir inanca sahiptir. Yeni Ahid’de bulunan bu inanca göre İsa Mesih, tanrının oğlu ve insanlığın kurtarıcısıdır. Tanrı insanlığı günahtan kurtarmak üzere biricik oğlunu  yeryüzüne göndermiştir. 

Aziz, günlük kullanımda sevilen ve sayılan kimseleri tanımlamakta kullanılır.
Türkçede yaygın bir kadın ismi olan muazzez, aziz sözcüğün dişi formudur. 

Hıristiyan...


İsevi, 
Nasrani, 
Hıristiyan,
Hristiyan-Hıristiyan kelimesi Türkçe'ye İngilizce Hristiyan kelimesi olan Christ-ian kelimesinden geçmiştir. Hz. İsa'nın dininden olan kimse,  İsa Peygamber' in dininden olan kimse, isevi, nasrani.  Hz. İsa'ya inananlara Hıristiyan denilmesi ilk kez Antakya'da kabul edilmiştir. 

Nasrani, Hristiyanlıkla alakalı ve ona mensub olan (kimse).  
Hristiyanlardan olan. 
Nasara, 
Hristiyanlar.  
Nasraniler. 

Genel olarak Hristiyan mezhepleri üçe ayrılırlar;  
Katolik, Ortodoks ve Protestan.     

Hıristiyanlık, İsa'nın yaşamı ve öğretilerine dayanan tek tanrılı bir İbrahim dinidir. Hz. İsa'ya ilk önceleri Nasıra Karyesindeki ahali yardım ettiklerinden, onlara Nasara ismi verilmiştir. Hıristiyanlık, 1. yüzyılda Roma'nın Judea eyaletinde bulunan İkinci Tapınak Yahudisi mezhebi olarak başladı. İsa'nın elçileri ve ardılları ile Orta Doğu, Avrupa, Etiyopya, Transkafkasya ve Asya'nın diğer bazı bölgelerine yayılmış.

Hint müziğine özgü, uzun saplı bir tür lavta...

Mayuri,
Ta'us (Urdu dilinde).
Klasik Hint müziğinde diğer Enstrümanlar:
Santoor, Sitar, Sarod, Tabla, Veena, Shehnai, 
Harmanyum, Tanpura

Kırkılan keçilerin karnında bırakılan kıllar...

Edeklik,
Keçiler, boynuzlugiller (Bovidae) familyasının sığırlar (Bovinae) alt familyasından Capra cinsini oluşturan memelilerdir. Yavrusuna oğlak, erkeğine teke denir.
Sarp yamaçlara rahat tırmanır, patika ve uçurumların kenarında dolaşırlar. 
Bundan dolayı zor geçitlere keçiyolu denir. Sütü, derisi ve tiftiği için beslenir. Taze filiz ve yaprakları severler. 

Otları kökleriyle sökerek yediklerinden toprağın verimini azaltırlar. Yaşlı bir erkeğin önderliğinde sürü halinde gezerler. Yabanileri ormanlarda çalı ve genç ağaçların filiz ve kabuklarını yediğinden büyük zararlara sebep olurlar.

Malta keçisi, boynuzsuz bir keçi cinsidir. Gerdanında memeye benzer iki uzantı mevcuttur. Beyaz ve uzun tüyleriyle dikkat çeken Keşmir ve Ankara keçisi, tiftiği çok beğenilen keçi cinslerindendir. Malta keçisi ile Saanan keçisi, dünyada en çok süt veren keçi cinslerindendir. Genelde keçilerin derileri eldiven, çanta ve ayakkabı yapımında, kılları ve yapağıları ise dokumacılıkta kullanılır. Keçilerin sütü az yağlı ancak besleyicidir. Türkiye’de Ankara keçisi, tiftik keçisi ile kıl keçisi yetiştirilir. Keçilerin gebelik süreleri 23 hafta kadardır. Genellikle 1-2 yavru doğururlar. Yavruları kıllı ve gözleri açık doğar. Birkaç saat içinde annelerini takip etmeye başlarlar. Oğlaklar 6 ay içinde erginleşip üreyebilirler. 12-15 yıl kadar yaşarlar.

Padişah ya da şehzadeye eş olmaya aday gözde cariye...

İkbal,
Odalık.
Padişah ya da şehzadeye eş olmaya aday gözde cariye.
Baht açıklığı veya yüksek bir makama, duruma erişmiş olma durumu.
Padişah, şehzade ve paşaların saraya alınan karavaşlar arasından seçtikleri kadın, ikbal.
Padişahın sevgisini kazanan gözde cariye.
Eski dilde ikbal; İstek, arzu.

Eski dilde dağ...

Kuh,
(Koh)  
Tur, 
Cebel,
Dağ, 
Dağ; Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hakim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümü.

İngilizce: mountain, 
Fransızca: montagne, 
Almanca: Gebirge
Farsça dağ, 

Dağ kelimesinin diğer anlamları;
Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan.
İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümüne kızgın bir araçla yapılan yanık.
Büyük üzüntü, acı.
Tağ (dağ)
Farsça dağ, yanık
Orman.
Oyunda kale
Yanık yarası
Yanık, yara.
Dert.
Dokuma tezgahının en üst kısmı.

Anadolu' nun bazı yörelerinde sağdıcın işlevini paylaşan kişi...

Solduç,
Anadolu' nun bazı yörelerinde sağdıcın işlevini paylaşan kişi.
Düğünde gelin veya damada kılavuzluk eden kimseye sağdıç denir. Bazı yörelerde, düğünde gelin ve damada kılavuzluk eden kimseye yardımm eden kişiye solduç denir.
Anadolu' nun bazı yörelerinde sağdıcın işlevini paylaşan kişiye verilen ad.

Anadolu’ nun bazı yörelerinde, özellikle Kars ve çevresinde sağdıcın görevlerini paylaşan kişidir. Sağdıçla birlikte düğün ya da sünnet düğününün masraflarını paylaşır, ailelere yardımcı olur. Genellikle damadın ya da sünnet yapan babanın arkadaşları arasından seçilir. Kimi yörelerde simgesel bir anlam taşır ve küçük çocukla sağdıç ve solduç yapılır.

Kuş pisliği...

Sank,
Sağı,
Sang,
Sankı,
Cımkırık,
Kuş pisliği,
Kuş tersi, kuş gübresi.
Yerel ağızlarda sangı olarak da kullanılır. Türkçede sağı biçimi de geçer. 

Sank kelimesinin başka anlamı;
Gaflet.

Uygulama, işlem, eylem...

Ameliye,
Arapça: ameliye, ameliyye.
İngilizce: process
Uygulama.
Uygulama, işlem, eylem.
Amelі,
İş, fiil,
Bir şey üzerine belli bir amaçla uygulanan iş, muamele.
İşlem, uygulama. 

Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, hep yeşil yapraklı bir çalı...

Akuba,
(Aucuba japonica),
Lekeli defne.
Keklik Kanadı,
Peyzaj uygulamalarında en fazla kullanılan türü derimsi, daimi yeşil yaprakları ile akuba japonica ve özellikle yaprakları üzerinde altın sarısı lekeler bulunan akuba Japonica varigiata, gölge ve yarı gölge şartlarında, ağaçlar altında çokça kullanılan dekoratif bir tür ve formdur.

En düşük sıcaklığın -15 °C altına düşmediği yerlerde açıkta, daha düşük sıcaklığın olduğu yerlerde kapalı mekanlarda ve taşınabilen büyük kaplar içinde teraslarda değerlendirmek mümkündür.

Çerkez mutfağına özgü, bir tür patetesli gözleme...

Velibah,
Çerkez Böreği.
Çerkes gözlemesi.
Çerkez mutfağına özgü, bir tür patetesli gözleme. İçine patates konularak yapılan bir tür gözleme. 
Malzemeler:
1kg.Un  Ilık su
Yarım paket yaşmaya
1 Tatlı kaşığı tuz, 
1 Tatlı kaşığı şeker

İç malzemesi:
7-8 Adet haşlanmış patates
1Yemek kaşığı tereyağı
Tuz,
İsteğe göre karabiber,pul biber
Ayrıca üzerine sürmek için tereyağı

Yapılışı:
Geniş bir yoğurma kabında maya ve şeker ılık suyla eritilip tuz,un eklenerek azar azar su ilavesiyle yoğrularak yumuşak bir hamur elde edilir ve üzeri örtülerek mayalanmaya bırakılır.
İçini hazırlamak için haşlanıp kabukları soyulmuş patatesler iyice ezilir ve bir yemek kaşığı tereyağı,tuz ve baharatlarda eklenip karıştırılarak avuçiçi büyüklüğünde toplar hazırlanır..
Mayalanan hamurdan mandalina büyüklüğünde bezeler yapılıp elle bastırılıp ortalarına hazırladığımız patates toplarından konulur, büzerek beze kapatılıp hafif unlanmış tezgahta merdane yardımıyla açılır ve saçda kızartıldıktan sonra üzerleri tereyağıyla yağlanıp üst üste dizilir istenilen şekilde servis yapılır.
Afiyet olsun..


Halk dilinde eriğe verilen ad...

Tamas,
Erik,
Kara erik,
Bardakeriği.
Erik kurusu.
Siyah, ekşi erik ve kurusu

Halk dilinde eriğe verilen ad.
Kara erik ya da bu eriğin kurutulmuşu.
Zeytinden büyük ve siyah eriğin kurutulmuşu.

Tamas kelimesinin başka anlamı:
Elma.
Yakınlık.
Dişilik organı


Meksika' daki sanatta ulusalcılık hareketinin ve duvar resmi rönesansının öncülerinden olan ünlü ressam...

ATL,
Dr. Atl,
Gerardo Murillo,
Gerardo Murillo Coronado,
(D. 3 Ekim 1875 - Ö. 15 Ağustos 1964 ),
Duvar Ressamı.
Meksikalı bir ressam ve yazardı.

Meksika' daki sanatta ulusalcılık hareketinin ve duvar resmi rönesansının öncülerinden olan ünlü ressam.
Venustiano Carranza liderliğindeki Anayasacı hizipte Meksika Devrimi' ne aktif olarak katıldı. Hayatının ilerleyen dönemlerinde faşizmin destekçisi oldu ve İkinci Dünya Savaşı' na giden süreçte Mihver güçlerini destekleyen yazılar yazdı.

Türkiye' de ilk kurulan şeker Fabrikası...

Alpullu,
Türkiye'de Şeker Fabrikaları kurulması amacıyla Osmanlı İmparatorluğu zamanında (1840-1899) bazı teşebbüsler olmuştur. İlk ciddi teşebbüs Cumhuriyet döneminde  Uşak'lı Molla Ömeroğlu Nuri (Şeker) adında bir çiftçi tarafından başlatılmıştır. Türkiye' de ilk şeker fabrikası, Alpullu'da, (1800 ton/gün şeker üretim kapasiteli), 1926 yılında kurulmuştur.

1926 yılında açılan Alpullu Şeker fabrikası ile bunu izleyen üç fabrika (Uşak, Eskişehir, Turhal) 1935 yılında devlet kontrolü altında toplanmıştır. Önce 11 yeni fabrika (Adapazarı, Susurluk, Burdur, Konya, Kütahya, Amasya, Kayseri, Malatya, Elazığ, Erzurum, Erzincan) daha sonraki iki fabrika (Ankara ve Kastamonu) kurularak bu sayı 17' ye yükselmiştir. Bugün bu sayı Erciş, Ilgın, Muş, Konya, Ereğli, Afyon, Niğde fabrikalarının da açılmasıyla 27 olmuştur. Türkiye'de 3'ü özel sektöre ait olmak üzere toplam 30 şeker fabrikası vardır.

Dünyanın ılıman ve serin olan kuzey yarım küresi şeker pancarınınyetiştirilmesine uygun. Büyük araştırma ve bilimsel çalışmalarla ekonomik değer kazardırılan şeker pancarı iki yıllık bir bitkidir. Birinci yılda büyükçe bir kazık kök meydana getiren bitki, ikinci yılda dallanır ve çiçek açıp tohum verir. Şeker pancarı yüzyıllarca sebze olarak kullanılmış. 

1747 yılında Berlinli Marggraf pancarı ıslah ederek şeker üretimi çalışmalarına başladığı zaman pancar kökünde sadece % 0.5-1,5 oranında şeker vardı. Günümüze kadar sürekli çalışmalarla şeker pancarı türlerinde şeker oranı % 14-25’e kadar yükseltilmiştir. Şeker pancarı bitkisinin bazı yabani türlerinin menşei Anadolu olduğundan yurdumuz şeker pancarı tarımına çok elverişlidir.

Canlılardaki dokuların oluşum, evrim ve bileşimini inceleyen bilim dalı...

Histoloji,
Fransızca: histologie.
İngilizce: histology.
Doku bilimi.
Dokubilim.
Doku bilimi, mikroskobik anatomi.
Dokuların mikroskobik olarak incelenmesini konu alan bilim dalı.
Canlılardaki dokuların oluşum, evrim ve bileşimini inceleyen bilim dalı.
Canlılarda organları meydana getiren dokuları inceleyen ilim kolu, doku bilimi.
Dokuların yapısı, bileşimi ve işlevleri ile uğraşan bilim dalı.

Histologist: 
Histoloji bilgini.

Muğla-Antalya sınırında bir akarsu...

Eşen,
Eşen çayı,
(Kocaçay),
Antalya, Muğla ve Burdur' dan beslenen Eşen çayı, Akdenizde en uzun kumsal Patara' yı hediye ediyor. Eşen çayı delta ovası, güneybatı Anadolu kıyı bölümündeki ender alüvyal düzlüklerden birini oluşturur.

Van yöresine özgü, halay türü bir halk oyunu...

Nure,
Vandaki folklor zenginliği içindeki Halk Oyunları, geçmişteki çevre ülkeleri kültürü, çevre illerdeki kültür ve yöresel kültürle bütünleşmiş ortaya güzel ürünler vermiştir. Hele çok medeniyet geçirmiş olan bir il olan Van’ın Osmanlılardan-Araplara, Iran-Irak-Suriye den,Ermenilere kadar büyük bir topluluğa hizmet vermiş bir il oluşu tüm bunların kalışları, yerleşmeleri, geçişleri bu yöreye çeşitli kültürlerle birlikte geniş folklorik kaynaklarda bırakmışlardır. 

Ekip başı (Güvenk, Govent) ve Ekip sonunda oynayan kişinin (Poçik) ellerinde mendil olur ve bu mendil sallandığı zaman göbek altına veya belin arkasına gitmemelidir. Buda bir saygınlık ifadesidir. Oyun esnasında oyunculara Şabaş verilir ve bu parada davulcuya gider, davul-zurnacılar genellikle yörede Mıtrıp veya Mutrıp diye bilinen yerli kişilerdir. 


Van Halk Oyunları;
Altın yüzük hoş bilezik, Ahleana, Araban, 
Bablekan, Baran, Basso, Bizim eller, 
Dello, Devzer, Dingo, Dokuzlu Edle, 
Edremit, Ezirgane (Bezirgan) 
Findo, 
Gaşang, Gazgaz, Gule, Gülizar, Güngülü Ğırğır(halay, şirvan), 
Havcan, Havasör, Hedli, Herzani, Hımhımme, Hır-Hır, Hey-peyda, 
Kaş, Kazızka, Kelekvan, Kirsane, Kirsi, Koççeri.
Laçin Larılle Hocan, Lizan, Lorke Süleymane, Şer’ane (Şerani, Şerrani) Mamır, 
Mendo, Meş, Meyroke(Meyrokı), Meymoke, Mirobori, 
Nanayı, Nare, Neri, Nure Palanço(palango, palyoça), 
Pappuri(Nagidi), Peyda, Romane, 
Serevan, Sore(Sübeyna), Sarhoş barı, Sincane(Sincani), Süngülü, Süleymani, 
Şakirağa, Şevko, Şirvan, 
Talan, Tekayak, Temirağa, Teşruke, Timar narisi, Toycular, Tozeneke Üç ayak, 
Virobar, 
Zeyno, Zozan,


Sarımsı ya da yeşilimsi renkte bir kıyı kuşu...

Kocagöz,
(Numenius arquata)
Burhinus oedicnemus, Stone Curlew,
Ötleğen kuşu,
Büyük, kahverengi ve çizgili bir kıyı kuşudur. Gagası kısa ve iki renklidir, büyük ve göze çarpan gözleri sarıdır. Genellikle kurak arazilerde bulunur.

Çoğu zaman olduğu yerde donmuş bir şekilde veya kambur duruşuyla yürürken görülür. Uçarken kanatlarını kaskatı tutarak çırpar, ayak teleklerinde iki beyaz pencere görülür. Kanat paneli daha açık renklidir ve paneli önünde bir siyah ve bir beyaz çizgi sınırlar. Açık ovalar, bozkırlar, yarı çöller ve büyük ekilebilir arazilerde bulunur.

Sanayileşmemiş bir toplumda, bir kabile içinde iki ya da daha çok sayıda klanın birleşmesinden oluşan grup...

Fratri,
İng. Phratry,
兄弟
Kapalı bir yerleşim alanındaki klanların birleşerek oluşturdukları toplumsal birlik.
Jens ile tribü arasındaki aracı halka.
Sanayileşmemiş bir toplumda, bir kabile içinde iki ya da daha çok sayıda klanın birleşmesinden oluşan grup.

Antropolojide, sib, klan ve akraba gruplarının oluşturduğu topluluk. Bu gruplar, ortak bir toplumsal ihtiyaç çerçevesinde aynı örgütlenme içinde yer alabilirler. Gerçekte kan bağına dayalı bir örgütlenme yoktur. Bir örgütlenmenin fratri olarak adlandırılabilmesi için en az üç gruptan oluşması gereklidir. Örgütlenme her gruptan ya da klandan oluşabilir.

Sib, üyeleri ortak bir atadan geldiklerini öne sürerler. ABD’li antropologlarca sib, Avrupa'lı antropologlar ise klan sözcüğünü kullanırlar.

KLAN

Bir tür kukuletalı asker kaputu, yağmurluk...

Avniye,
Bir tür kukuletalı asker kaputu, yağmurluk.
1861-1876 yılları arasında, Abdülaziz döneminde kukuletalı bir yağmurluk olan kaput çok yaygın olarak kullanılmıştır. Gerçekte eskiden beri asker ocağında kullanılmış olan kukuletalı yağmurluk, gocuk üzerinde yapılan değişiklikler ve kol eklenerek elde edilmişti. Serasker Hüseyin Avni Paşa tarafından hazırlatılarak ordu zabitan ve erkanına kışlık sokak giysisi olarak kabul edildiği için Avniye olarak isimlendirilmiştir. 

Devetüyü ve siyah renkli çuhadan yapılan, düğmeli, omuz ve yan dikişleri ve kol dikişleri çuhanın renginde şeritle çevrilmekteydi. İyi bir çuhadan yapıldığında çok uzun süre kullanılabilen ve Alafranga olmayan bir ürün olarak yaklaşık elli yıl kadar kullanılmıştır. Abdülaziz'in de avniyeile çekilmiş bir fotoğrafı vardır.

Lübnan' da bir kent...

Aley,
Ain Ebel, Aley, Anjar, 
Beyrut(Başkent), Biblos, Baabda, 
Chekka, Debel, 
Ehden, El Mina, Halba, Hermel, 
Kahale, Qana, 
Nebatiye, 
Sayda, Sidon, 
Trablusşam, Tripoli, 
Yaroun, Zahle.

Lübnan Cumhuriyeti;  
Doğu Akdeniz kıyısında bir Arap ve Ortadoğu ülkesidir. Başkenti Beyrut'tur. Tarihteki Fenike uygarlığının vatanı Lübnan ve kıyılarıdır. Halkın tahminen %64.7' si Müslüman, %35' u Hristiyan, %1.3' ü ise Dürzi. Lübnan'ın resmi dili Arapça' dır.

Tarlalarda, sınır çizgisi olarak kullanılan ekilmemiş bölüm...

An (İki tarla arasında sınır çizgisi olarak kullanılan ekilmemiş bölüm),
Kili,
Melis,

Biçilmiş ot dizisi...

Las,

Tarlada biçilmiş ve kurutulmuş otlar, yonca veya kışın hayvan yemi olarak kullanılabilecek diğer bitki ve otlar, hububat sapı ya da saman rulo haline getirilerek tarla yüzeyinde bırakılır. Bazı makinalar ile balya makinaları gibi sıkıştırma etkisi ile saklama ve taşıma kolaylaştırılır. Böylece düzgün şekilli ot paketleri kolayca taşınarak, fazla yer kaplamadan kolayca depo edilebilir.

Streç film ile kaplanabilmesi sayesinde kolaylıkla Silaj (hayvan turşusu) oluşturulabilir. Streç film ile kaplanan rulo balyalar her sezonda hayvanların ihtiyaç duyduğu taze ot gerksinimini karşılayabilir. İhtiyaca göre İp ve File ile de sarılabilir. Makinalar ile farklı materyallere göre sıkıştırma ve ip sarım sayıları ayarlanarak daha kaliteli balyalar oluşturulabilir.

Fransa' nın Bretagne bölgesinde konuşulan Fransızca ...

Gallo,
Bretanya veya Brötanya,
Fransızca: Bretagne, 
Bretonca: Breizh, Gallo: Bertaeyn, 
Fransa' nın 26 bölgesinden biridir. Fransa' nın kuzeybatısındaki geniş bir yarımadayı kapsar. Kuzeyinde Manş Denizi, güneyinde Biskay Körfezi vardır. Fransa' da en uzun sahile sahip olan bölgedir. Merkez şehri Rennes' dir. Adını, bölgede yerleşmiş bulunan ve Büyük Britanya' dan gelen Kelt halkı olan Bretonlardan alır.

Mekke' nin doğusunda, hacıların arife günü toplandıkları tepe...

Arafat,
Hac, Hicri Zilhicce ayının sekizinci günü ihramla Mina'ya çıkmakla başlıyor. Hacı adayları, arife günü sabah namazından sonra Mina'dan Arafat'a geçerler. Arafat'ta gün boyu ibadet edeceklerdir. Müslümanlar, bir an olsun Arafat'ta bulunma anlamına gelen vakfeyi yerine getirmiş olacaktır. Arafat'ta bulunan hacı adayları, hac görevinin büyük bir bölümünü yerine getirerek hacı olurlar.

Hac Arafat'tır, kim Cem gecesi fecrin doğmasından önce yetişirse, haccı idrak etmiş demektir. (Tirmizi, 57)

 

Karı, eş...

Ayal, 
Avrat, 
Refika, 
Zevce,
Refika,
Karı, kadın.
Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın.
Yaşlı, ihtiyar.
İhtiyar, yaşlı. 
Eski, köhne.
Yaşlı, eski.
İzar.
Arapça: zevce, ayal.
Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın.
Erkeğin nikahlandığı kadın, karı, eş, refika.
Bir erkeğin nikahlı eşi, karısı.

Koparma, çıkarma, sökme...

Tahli,
Söküp çıkarmak. 
Koparmak. 
Tahttan indirmek.
Koparma, çıkarma, sökme.

Tahliye:
Arapça, boş olmak, boşalmak anlamındaki hala, huluvv kelimesinden türetilmiştir.
Boşaltma, boşaltılma, boş bırakma, bırakılma.
Salıverme, serbest bırakma.

Huluvv;
Bir gayri menkulün, muayyen bir bedel ile kiralanmış olmasından doğan kiracılık hakkı ve menfaati.
Hava parası adıyla verilen meblağ.

Üç uzun bir kısa bendden oluşan Batı edebiyatı nazım türü...

Balad,
(Ballad),
Üç bentten oluşan Batı şiiri türü.
Şiirin, müziğe uyarlanmış halidir. Bu müzik türü, tamamen efsaneler hakkında veya önemli olaylar hakkında olabileceği gibi, aşk veya sevgiyi konu alan ve kimi zaman acıklı, kimi zaman gülünç olayları, söylenti niteliğindeki eski hikâyeleri işleyen bir nazım biçimi ve şiir türüdür. Günümüzde ise ballad denince akla, popüler müziğe yedirilmiş bir tür yavaş müzik gelmektedir. Hatta, bu tanım sadece yavaş müzikler için bile kullanılmaktadır. Müzik türü olarak ballad; power ballad, folk ballad, rock ballad, pop ballad gibi alt dallara ayırabilmektedir. 

Türk edebiyatında balad biçimi kullanılmamıştır.

Elle örülerek yapılan yassı halat...

Kalçete,
İtalyanca: calcetta
İtalyanca: garzetta,
Saç gibi örülerek yapılan ip, halat.
Elle örülerek yapılan yassı halat.
Özellikle denizcilikte çeşitli amaçlarla kullanılan, saç örgüsü usulüyle örülmüş yassı ip, halat.

Ayak paleti, paspas yapmak için eski halat liflerinden yapılan mürnellerin saç örgüsü şeklinde örülmesi suretiyle yapılan palet.
Yelken donanımlarında koruyucu halat olarak kullanılan; mürnelden ya da halat kollarından salmastra örgüsüyle örülen yassı palet. 
Kalçete halatı, saç örgüsü biçiminde örülmüş halat.
Kalçete tirnelesi, yelken donanımlarında kullanılan kalçetelerin ucundaki kısa ve ince ipler.


1907-1997 yılları arasında yaşamış, gerçekçi bir eğilimle yaptığı figüratif resimleriyle tanınmış kadın ressamımız...

Maide Arel 
(1907-1997),
Kadın sanatçımız, Ermeni asıllıdır.
1935 yılında Güzel Sanatlar Akademisinin Nazmi Ziya-Hikmet Onat Atölyelerinden mezun olmuştur.
1945-1950 yılları arasında Paris'te Andre Lhote, Fernand Leger ve Metsinger Atölyelerine devam etmiştir. Alliance Françoise'den diploma almıştır.

İstanbul, Paris, Edinburg, Viyana gibi yerlerde karma sergiler açmıştır. Viyana' da özel bir müzede eseri bulunmaktadır.
Paris'te bronz madalya ve Clermont Ferrand' da grup büyük ödülünü kazanmıştır.

Karadeniz yöresine özgü, peştamal ya da başörtüsü yapılan bir tür dokuma...

Keşan,
(Çeşan)
Peştemal, bir çeşit başörtüsü.
Başörtüsü.
Trabzon Köylü kadınlarının başlarına örttüğü Keşan artık kullanım sıklığını yitirmiştir. 

Çarşıda, pazarda, düğünlerde çokça revaçta olan bu giysiyi, kadınlar başlarına örterlerdi. Bölgemizi simgeleyen kırmızı, sarı, siyah çizgili örtü nedendir bilinmez yavaş yavaş kullanımı azaldı. Yine bir başka geleneksel giysi olarak peştamalı örnek gösterebiliriz. Kadınların ot biçerken, çay toplarken, bahçe ile uğraşırken üzerinin kirlenmemesi için kullandığı peştamal.

Keşan sözcüğünün başka anlamları;
Keşan, Sarp yerden kesilmiş odunları indirmeye yarayan, kalın çatal ağaçtan yapılmış kızak.
Keşan, Çocukların karda kaydıkları küçük kızak, Tırmık.
Keşan, Zincirden yular.

Üç ya da daha çok sayıda halat telinden elle örülerek yapılmış kısa ip...

Tirnele,
Tirnele halatı,
İngilizce, sennit.
Üç veya daha çok sayıda halat telinden elle örülerek yapılmış kısa ip.
Tente yakalarını vardevele zincirine veya teline bağlamak için birer çımaları yakaların üzerindeki matafyonlara dikilmiş tel ve mürnellerden örülmüş kısa kamçılar.

Kene...

Sakırga, 
Kerni, 
Yavsı,
Kene,
Kene (Ixodoidea), eklem bacaklıların örümceğimsiler sınıfından kan emici ve gözsüz bir dış parazittir. İnsan, koyun, köpek, kedi, deve gibi canlıların derilerine yapışarak kanlarını emer. Ayrı eşeylidir ve yumurta ile çoğalır. Dişi yumurtalarını yaprak, çöp veya hayvan kılları arasına bırakır. Gelişimlerinde metamorfoz vardır. 

Yumurtalarından üç çift bacaklı larvalar çıkar. Bunlar bir pupa devresi geçirerek 8 bacaklı nimfalara dönüşürler. Nimfalar da bir pupa safhası geçirdikten sonra ergin hale gelirler. Larva ve nimfalar genellikle kertenkeleler üzerinde, erginler ise insan, koyun, sığır, köpek gibi memeliler üzerinde parazit yaşarlar.

Kan emen bir keneyi deriden bilgisizce söküp atmak hastalık bulaşma riskini artırdığından oldukça tehlikelidir. Çünkü çıkarılmaya çalışılan kene tepki olarak midesinde bulunan, mikrop ve bakterilerle dolu kanı tekrar geriye boşaltır. Cımbız, pens veya naylon ip yardımıyla çıkarmak çok tehlikeli olmasına rağmen deriye en yakın kısımdaki başından sıkıca tutularak dik olarak deriden çekilerek alınır. Yapışan kenelerin kolayca ve keneye zarar vermeden kene kaşığı veya kene pensesi ile çıkarmak gerekir.

Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları...

Kapitülasyon,
Fransızca capitulation.
İngilizce: capitulation.
Osmanlıca, İmtiyazat-ı ecnebiyye.
Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları.
Bir devletin bir anlaşmaya bağlı olarak başka devletlere tanıdığı iktisadi ve sosyal ayrıcalıklar.
Latince caput' tan (baş) gelir ve baş eğmek, teslim anlaşması yapmak.
Osmanlı İmparatorluğu'nda yabancılara verilen ekonomik, adli, idari vb. hak ve ayrıcalıklara kapitülasyon denir. Kapitülasyonların çoğu iki taraf için geçerli olsa da ekonomisi güçlü olan taraf kapitülasyonlardan fayda sağlarken ekonomisi zayıf olan taraf kapitülasyonlardan zarar görmüştür.

Bir devletin kendi ülkesinde yabancı tebaaya tanıdığı bazı hak ve imtiyazları hükme bağlayan anlaşma ve bu anlaşmanın doğurduğu hakların kullanılması durumu, yabancılara tanınan imtiyazlar, imtiyazat-ı ecnebiyye.

Güney Amerika' nın çöl bölgelerinde yaşayan ve "Patagonya Tavşanı" da denilen bir hayvan...

Mara,

Patagonya Tavşanı,
Patagonya, Arjantin' in güneyinde, çok geniş, ağaçsız, çalılarla kaplı, yarı kurak bir bölgedir. Colorado Irma­ğı kuzeyde doğal sınırı oluşturur; doğuda ise Atlas Okyanusu vardır. Güneyde Tierra del Fuego Adası' na kadar uzanan Patagonya, batıda And Dağları' nın güney uzantısı ile sınırlanan, 673.000 km² yüzölçümüyle Amerika kıtalarındaki en geniş çöldür. 

Bu kıyıyı keşfeden ilk Avrupalı olan Ferdinand Macellan' ın, üzerlerindeki kalın hayvan postları, gür saçları ve boyalı yüzleriyle Yerliler' i, bir 16. yüzyıl öyküsünde­ki Patagon adlı canavara benzettiği için bölge­ye bu adı verdiği söylenir.

Her tür organik yağa verilen ad...

Lipit,
Lipitler insan ve hayvanların temel besinleri arasında yer alır. Organik yağlar bitkiler ve hayvanlar dahil çeşitli canlı ve organizmaların çeşitli organik süreçlerden geçirilmeleri sonucu elde edilir. Kimyasal açıdan yağ sözcüğü muğlak bir kavramdır. 

Bilimsel açıdan daha doğru olan sözcük lipit sözcüğüdür. Yağ, mum, kolesterol, steroid, yakıt gibi birçok madde bilimsel açıdan lipit sayılırlar. Lipitleri diğer maddelerden ayıran en önemli unsur suyla karışmamaları ve diğer lipitlerle kolayca karışmalarıdır. Lipitler yüksek oranda hidrojen ve karbon içerdikleri halde diğer organik maddelere göre çok daha az oranda oksijen içerirler.

Boş ve yararsız, saçma...

Malayani,
Arapça: malayani, (ﻣﺎﻻﻳﻌﻨﻰ). 
Bir şey kastetmez, amaçlamaz.
Manasız, faydasız söz veya iş.
Boş, saçma, abes.
Boş ve yararsız, saçma.
Eski dilde, boş ve yararsız, saçma.

Charli Chaplin' in, modern dünyayı, otomatizmi ve zincirleme üretimi yeren ünlü filmi...

Charlie Chaplin,
(D. 16 Nisan 1889 - Ö. 25 Aralık 1977), 
İngiliz sinema yönetmeni, oyuncu ve yazar.
Asıl adı Charles Spencer Chaplin.
Yarattığı ünlü Şarlo (Charlot) karakteri ile özdeşleşti ve öyle anıldı.1913 yılında gittiği ABD' de sinemaya başladı. 1914 yılındaki ilk filmi Making A Living 'in ardından çekilen Kid Auto Races' in Venice filminde bol pantolonlu, melon şapkalı, büyük ayakkabılı, sürekli bastonunu çeviren ve sakar hareketleri ile gülünç mizansenler oluşturan Şarlo tiplemesini yarattı.

Eserleri;
The Immigrant (1917),
The Adventurer (1917), 
A Dog's Life, 
Altına Hücum, 
Şehir Işıkları, 
Büyük Diktatör, 
Asri Zamanlar (otomatizmi ve zincirleme üretimi yeren ünlü filmi), 
Sirk ve Sahne Işıkları

Kadın hastalıklarını konu alan tıp dalı...

Nisaiye,
Jinekoloji,
Arapça: nisaiyye, (ﻧﺴﺎﺋﻴّﻪ),
İngilizce: gynecology
Kadın hastalıkları.
İngilizce: gynecology
Hastanelerde kadın hastalıkları ile ilgili bölüm.
Kadın hastalıkları, jinekoloji.
Hastahanelerde kadın hastalıkları bölümü.

Kadın üreme organları ve doğumla ilgili normal ve anormal durumları konu edinen tıp dalı, kadın hastalıkları, jinekoloji.
Hastahanelerde kadın hastalıkları bölümü.

Karbonatlı kumtaşı...

Molas,
(Fr. mollasse, İng. Molasse),
Genel olarak çakıl kayaçlı, kumlu ya da killi karbon tuzlu ve pek az kor kayaç parçalarını kaplayan, dağoluş sonuna ilişkin sığ deniz kayaçları topluluğu olan bir yapısal fasiyes. 
Molas orogeninin en son mahsulüdür. Süratle deniz seviyesinden yukarıya doğru yükselen orojen'in önünde dibe çöker. Her ne kadar bu çukur daimi şekilde çökmekte ve böylece çok kalın tabakaların yığılmasını sağlamakta ise de, molas esas itibariyle bir tatlı su rüsubudur.

Kıyısal lagünal ve hatta karasal olanlardan başka tatlı su sedimentlerini de ihtiva edebilir. 

1955 yılında doğmuş, yurtiçinde ve yurtdışında birçok konser yönetmiş ünlü Orkestra şefimiz...

Rengim Gökmen, 
(D. 19 Ağustos 1955 - 67 yaşında). 
Müzisyen, Orkestra Şefi.
İzmir Devlet Senfoni Orkestrası birinci şefi ve sanat sorumlusu olan Rengim Gökmen, aynı zamanda Ankara Devlet Konservatuvarı öğretim üyesidir. Bunun dışında Ankara ve İstanbul Festivalleri danışma kurulu üyesi, İzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı, Opera Bale Vakfı ve Zehra Yıldız Kültür Sanat Vakfı yönetim kurulu üyesidir. Sanatçı Türkiye'de ve yurtdışında konserlerine devam etmektedir. 1988 yılında İtalya Hükümeti tarafından Cavalleria nişanı ile ödüllendirilmiştir.

Aldığı ödüller; 
1991 TÜTAV tarafından Türkiye'nin yurtdışındaki tanıtımına katkıları sebebiyle özel ödül
1995 Kültür Bakanlığı tarafından Yılın En İyi Şefi
1997 TOBAV tarafından En Başarılı Opera Şefi
1998 Devlet sanatçısı
1988 İtalya Hükümeti, Cavalleria nişanı
1999 Cumhurbaşkanlığı Yüksek Kültür ve Sanat Nişanı

Biçimlenme süreci...

Oluşum, 
Teşekkül,
Tekevvün,
Oluş, teşkil.

İngilizce: formation.
Fransızca: formation.
Almanca: Enstehung
Oluşma işi, teşekkül, teşkil.
Oluş, teşkil.
Formasyon,
Teşkil, yapılanma.
Biçimlenme süreci.
Belli bir varlık kazanma, oluşma sürecidir. 
Bir bileşik, faz, olay, biçim ya da ürünün ortaya çıkışı.
Katman, kütle, gök cismi vb.nde biçimlenme süreci.
Yer küresini meydana getiren çeşitli tabakaların belirli zaman aralığında ve çeşitli etkiler altında belli özellikler kazanarak teşekkül etmesi.
Gökcisimlerinin, canlıların doğup, biçimlenme süreci.
Herhangi bir varlığın zamanla belli bir biçime ve yapı özelliğine kavuşması. 
Kişinin belli bir eğitim sürecinde kazandığı niteliklerin tümüne verilen ad.

İstanbul' da bir kaynak suyu, memba suyu ...

Hamidiye,
Hamidiye su.
Eski İstanbul’ un ağız tadında içme suyu Ab-ı leziz adıyla anılırdı. Bir suyun içiminin güzel olması, içtikten sonra mideye ağırlık ve şişkinlik vermemesi ve hafif olması demektir. Çeşmeden akan su ise pek makbul sayılmaz, terkos veya musluk suyu tabir edilirdi. Şehre geniş bir dağıtım ağı ile ulaşan Kayışdağı ve Hamidiye çeşmelerinden akan sular makbuldü.

Günümüzde de İstanbul’un bu kaynakları birçok su firması tarafından kullanılmakta. İstanbul’un su kaynaklarını ve sularını bu kaynaklardan alan markaları hep beraber inceleyelim.

İstanbul' daki kaynak suları:
Avrupa yakasında;
Akçapınar, Akpınar, Aksu, Ayazma, Çırçır, Çilek su, Çobanpınar, Çubuklu su, Elvin su, Hamidiye, Emirdağ, Fındık su, Hünkar, Kanlıkavak, Kervansaray, Kestane, Sırmakeş, Taşpınar, Ulupınar, Zambak.

Anadolu yakasında;
Çamlıbel su, Çamoluk su, Karakulak, Kayışdağı, Kuvars su, Şeker su, Taşdelen su, Tomruk suyu, Yakacık,

İstanbul' un eski adlarından biri...

Asitane,
Asitane-i Aliyye, Dersaadet, Deraliye(Deraliyye),
Dergahı Mualla,
Darüs saltanat-ı Aliyye,
Darül-Hilafetül Aliye,
İstanbul, İslambol,
Mahrusai Saltanat,
Payitahtı Saltanat, Pozanta,
Süddei Saadet,

Tarih sahnesine, Byzas, Buzis, Byse, Bysante gibi adlarla çıktı. Roma dönemine kadar da en çok Byzantion olarak anıldı. Romalılar Antoneia, Anthusa, Deutera Rome dediler. Sonra, uzun bir dönem boyunca Konstantinopolis olarak kaldı.

Kuzeylilerin verdikleri adların bir kısmı kentin gücünü vurguluyordu:

Tsarigrad (Slav kaynaklarında imparator kenti) ve Miklegard (Vikinglerde İmparator Mikhael’ in kenti) gibi. 
Ruslar Tekfuriye ve Zavegorod, Macarlar Vizenduvar, Polonyalılar Kanatorya, Çekler Aylana, İsveçliler Herakliyan, Hollandalılar İstefanya, Franklar Agrandone, Portekizliler Kostiye, Araplar Konstantiniyye-i Kübra, Acemler Kayser-i Zemin, Hintliler Taht-ı Rum, Moğollar Çakduryan demişlerdi bir zamanlar Osmanlı' nın Asitane' sine. 

Öte yandan, İstanbul' a yakıştırılan sanlar da en az kendisi kadar görkemliydi: 
Asitane-i Saadet (Sultan Sarayı), Dar-ül Hilafe (Halife'nin evi), Darüs Saltana (Saltanatın evi), Dergah-ı Selatin (Sultanlar kapısı).
Son olarak bizim kentimiz, İstanbul.

Arapça: Bizantiya, El-Mahsura, Kustantina el-uzma.
Arnavutça : Stambolli
Ermenice: Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli,
Farsça: Estanbol
Fransızca : Stamboul
Galce : Iostanbul
Grekçe: Vizantion,
İspanyolca : Estambul
Latince: Antoniopolis, Bizantion, Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma
Lazca: Poli

Litvanca : Stambulas
Letonyaca : Stambula
Macarca : Isztambul
Rumca: Konstantinopolis, İstinpolin, Megali Polis, Kalipolis
Rumence: İstambul
Selçuklular zamanında: Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul
Slavca: Çargrad(Çarigrad), Konstantingrad
Vikingce: Miklagord

Tanınan, bilinen varlıkları duyu organları yoluyla ayırt edememe durumu...

Agnosi,
Fransızca: agnosie
Tanısızlık.
Algı kaybı.
Duyularda herhangi bir bozukluk olmamasına rağmen sinir sisteminin belirli bir yerindeki doku bozukluğundan ileri gelen algı kaybı veya yokluğu.

Tanısızlık, ruh biliminde tanınan, bilinen varlıkları, görme, işitme vb. duyu organları yoluyla algılayamama durumu için kullanılır.

Marmara denizinde bir körfez...

İzmit,
İzmit Körfezi,
Bandırma Körfezi,
Erdek Körfezi,
Gemlik Körfezi,
Marmara denizi Karadeniz ve Ege Denizi arasında kalan bir iç denizdir. Türkiye'nin Asya ve Avrupa kısımını  birbirinden ayırır. Marmara deizi, 
Karadenize İstanbul Boğazı, Ege Denizine Çanakkale Boğazı ile bağlanır. 
Yüzölçümü 11,350 km²' dir. 

Adalarında bol miktarda mermer bulunması yüzünden denize Yunanca Mermer anlamına gelen Marmaros denmiştir. 

Marmara Denizinin doğu ucunda yer alan İzmit Körfezi, kuzeyinde batıdan doğuya doğru Pendik, Tuzla, Eskihisar, Gebze, Hereke, Körfez ve izmit ile çevrilidir. Güneyi ise Gölcük, Değirmendere, Halıdere, Karamürsel ve Yalovaya kadar uzanır. Deniz ulaşımına son derece müsait doğal bir liman halinde olan Körfez'de Eskihisar-Topçular arası feribot seferi düzenlenir. İzmit Körfezi 30 yıl öncesine kadar çevresinin doğal güzelliği, denizinin sakinliği ile sayfiye yeri olarak kullanılıp özellikle İstanbul ve Ankara'dan gelen yazlıkçılara ev sahipliği yaparken, sanayileşmenin başlaması ve hızla ilerlemesiyle bu özelliğini yitirmek üzeredir.

Kilimleri ile ünlü Hereke'nin, açıklarında kılıçbalıkları yaşarmış.  Marmara denizi eskiden çok temiz ve sahillerinde denize girilirmiş. Çevresinde yüzlerce yazlık site ve villa vardır.  Yapılan bir araştırmaya göre izmit körfezini mesken tutan 121 kuş türü bulunuyor.

Kadınların süs için yüzlerine sürdükleri kırmızı boya...

Allık,

Allık genellikle beyaz tene uygun bir pembe rengi ve pembe tonlarından oluşur. Kırmızıya kaçan pembeden kırmızıya ve çok uçuk pembeye kadar pek çok pembe tonunun yanı sıra tercih edilen başka bir tonu da şeftali rengi, kayısı rengi gibi turuncuya kaçan pembedir. Bunun yanı sıra son yıllarda yükselen bronz ten akımıyla ortaya çıkan bronz, karamel rengi ve altın pırıltılı allık oldukça modbronzadır. Allığın İngilizcesi blush kelimesinin anlamı ise kızarmaktır.

Allık, yüze mutlu bir görünüm verir ve cilde canlılık kazandırır. Göz ve dudaklar arasındaki renk dengesini koruduğu için seçtiğiniz rengin ruj renginizle uyumuna özen gösterin. Allık az miktarda kullanılmalıdır. Stik veya krem allıkları ellerinizle ısıtarak veya bir ponpon ya da sünger yardımıyla uygulayabilirsiniz. Köpük allıklar elle uygulanmalı veya bir fırça yardımıyla cilde yayılmalıdır. Toz allıklarsa ponpon yardımıyla uygulanmalıdır. Bilyalı sıvı allıkları yanak üzerinde gezdirerek elle yaymak en idealidir. Kompakt allıklarsa kaplarnda bulunan sünger veya geniş bir allık fırçasıyla uygulanmalıdır. Allık uygulamasının altın metaryeli geniş ve yumuşak kıllı bir allık fırçasıdır. Doğal görünüm için eller de kullanılır. Top allıkta ise sadece fırça kullanılır. Sivri ve üçgen Allık gülümsediğinizde yanağınızdaki en yüksek noktaya, oval yüzlerde elmacık kemiklerinin hemen altına sürülmeli, kare yüzlerde ise normal sürülüp şakaklara doğru çekilmelidir.

Popüler Yayınlar

İzleyiciler

BULMACA ANSİKLOPEDİSİ